Önce İnsan Sonra Haber

KKTC'nin huzurunu bozmak isteyen kimseye müsaade etmeyiz..

Meclis Başkanı Kurtulmuş, Türkiye'ye resmi ziyaret gerçekleştiren Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet Meclisi Başkanı Ziya Öztürkler ile Meclis'te bir araya geldi.

Gündem 5 Aralık 2024 Perşembe / 2 ay önce
KKTC'nin huzurunu bozmak isteyen kimseye müsaade etmeyiz..

Ekleyen: Kozmiktürk

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne ve onun üzerinden Türkiye’ye ayar vermeye çalışanların Güney Kıbrıs’taki bu silahlanma tutkusunu görmezden gelmelerini anlayamayız. Hatta tam tersine, Kıbrıs’a bu nasihatleri yapanların Güney’i nasıl silahlandırdıkları, nasıl oralarda birtakım üsleri tahkim ettiklerini biliyoruz.” dedi.

Meclis Başkanı Kurtulmuş, Türkiye'ye resmi ziyaret gerçekleştiren Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet Meclisi Başkanı Ziya Öztürkler ile Meclis'te bir araya geldi.

Kurtulmuş ve Öztürkler, baş başa ve heyetler arası görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.

KKTC Ulusal Meclisi Başkanı Öztürkler ve milletvekillerini TBMM’de ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, Cumhuriyet Meclisi Başkanlığı’na seçilen Öztürkler’e tebriklerini ve başarı dileklerini iletti.

Kıbrıs meselesinin, günlük siyasetin siyasi partilerin yaklaşımlarının üzerinde müşterek bir bakış açısına sahip olunan milli bir mesele olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, Kıbrıs meselesinin, en dikkatli takip edilen konuların başında geldiğini belirtti. 

Bu sene KKTC’nin Mutlu Barış Harekatı’nın 50. yıl dönümü olduğunu anımsatan Kurtulmuş, “Bu 50 yıllık süre içerisinde çok badireler atlattık, çok zor zamanlardan geçildi, büyük bedeller ödendi. Ama çok şükür, geldiğimiz noktada artık bütün uzuvlarıyla teşekkül etmiş, olgunlaşmış dirençli bir devlet olarak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ortaya çıkmış oldu. Kıyamete kadar da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin baki olmasını, Türkiye ile birlikte müşterek hedeflere el ele yürümemizin nasip olmasını temenni ediyorum. Her açıdan Kıbrıs Türk halkının ve Kıbrıs Türk devletinin yanında olduğumuzun bilinmesini bir kere daha Sayın Meclis Başkanımızın ziyareti dolayısıyla teyit etmek istiyorum.” diye konuştu. 

Kurtulmuş, 50 yıllık süre içerisinde iki halkın beraber, eşit bir şekilde yaşama noktasında Kıbrıs Türklerinin üzerlerine düşen her türlü sorumluluğu yerine getirdiğini, zaman zaman her türlü fedakarlığı ortaya koymaktan da kaçınmadığını ifade ederek, şunları kaydetti:

“Ama Rum tarafının tek taraflı yaklaşımları, Batılı ülkelerin oldu-bittiye getirmek için acele olarak attıkları adımlar, çifte standartlı bir şekilde gerçekleştirdikleri baskılarla Kuzey Türk Cumhuriyeti uluslararası alanda izole edilmeye, çeşitli ambargolarla ekonomik ve siyasi bakımdan zor durumda bırakılmaya çalışılmıştır.

Bugün geldiğimiz notada Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin, güçlü bir devlet olarak ayakta olması hem de uluslararası camiada tanınırlığının artırılması için yeni bir dönemin başladığını ifade etmek isterim. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti şu anda TÜRKPA’nın Türk Devletleri Teşkilatı’nın ve İslam İşbirliği Teşkilatı’nın gözlemci üyesidir. Bu, tanınma yolunda atılmış olan ilk adımlardan bazılarıdır. Önümüzdeki dönemde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınması noktasında başta dost ve kardeş ülkelerimiz olmak üzere olumlu adımlar atacaklarını, Kıbrıs’ın tanınırlığının gün geçtikçe daha ileriye taşınacağını ümit ediyorum.”

Bugün gelinen noktada iki devletli çözümden başka hiçbir çözümün olmadığını vurgulayan Kurtulmuş, “Kıbrıs halkı; egemen, eşit, toprak bütünlüğü sağlanmış Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin özgür yurttaşlarıdır.” dedi. 

KKTC’nin bir devlet olma hakkından vazgeçmesinin hiçbir uluslararası platformda KKTC’ye teklif dahi edilemeyeceğinin görülmesini arzu ettiklerini söyleyen Kurtulmuş, Türkiye olarak, KKTC’nin her alanda daha güçlü bir şekilde var olması için mücadelelerine destek olacaklarını belirtti. 

Bu kadar büyük türbülansların, çatışmaların yaşandığı bir ortamda, en fazla çatışmaların yaşandığı bölgelerin ortasında olan bir ülke olarak hem Türkiye’nin hem KKTC’nin tavrının, bölgesel ve küresel barışın sağlanması için gayret sarf etmek olduğunu ifade etti. 

Kurtulmuş, “Biz bu bölgede, coğrafyada daha fazla çatışmanın, daha fazla gerilim istemiyoruz. Bizim tavrımız, barışçıl müzakerelerle, var olan sorunların çözülmesi için siyasi iradenin ortaya konulmasıdır.” dedi. 

TBMM Başkanı Kurtulmuş, KKTC Cumhuriyet Meclisi’nin yeni binası tamamlandıktan sonra Meclis heyetiyle ziyaret etme arzusunda olduklarını da kaydetti. 

- “Bölge ülkeleriyle normalleşme isteğimiz hakiki, sahici ve ciddi bir adımdı”

Konuşmaların ardından Kurtulmuş ve Öztürkler gazetecilerin sorularını yanıtladı. 

“Türkiye’nin güney sınırlarında bütün dünyanın da takip ettiği sıcak gelişmeler yaşanıyor. Bu süreçten önce de Türkiye ve Suriye arasında bir normalleşme süreci de konuşuluyordu. Nasıl değerlendirirsiniz bu süreci?” sorusu üzerine Kurtulmuş, “Bizim bölge ülkeleriyle normalleşme isteğimiz hakiki, sahici ve ciddi bir adımdı. Hala bu niyete sahip olduğumuzu ifade etmek isterim. Çünkü bölgede izlenen politikaları, gerçekleşen gelişmeleri gördükçe tespitlerimizin ne kadar doğru olduğunu bir kere daya ayan beyan anlıyoruz. O da şudur. Biz bu bölgede daha fazla bölünmenin değil, daha fazla bütünleşmenin, daha fazla iş birliğinin, daha fazla dostluk ve barışın hakim olmasını arzu ederiz.” dedi.

Kurtulmuş, 1990’ların başında Amerika’nın Irak’ı işgaliyle başlayan süreçte bölgenin yeni bir döneme girdiğini, bu dönemde “vekalet savaşları” adı altında terör örgütlerinin bölgeye konuşlandırıldığını, silahlandırıldığını, onlara birtakım lojistik, askeri, istihbarat destekleri verildiğini ve bölgenin çatışmalarla her gün içinden çıkılmaz bir duruma doğru sürüklendiğini belirtti. 

- “Türkiye’ye de zarar verecek olan terör faaliyetlerine müsaade etmeyeceğimizi ifade etmek isterim”

Bu bölgede uygulanan emperyalist planın en temel bakış açısının etnik ve mezhebi temelde Orta Doğu halklarının bölünmesini temin etmek olduğuna dikkati çeken Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Türk devleti olarak üzerimize düşen büyük sorumluluk şudur. Biz vatanımızı, milletimizi, ülkemizi her türlü dış tehlikeden korumakla mükellefiz. En başta da terör örgütleri vasıtasıyla Türkiye’ye karşı oynanmak istenen oyunu bozmak, Türkiye’nin dirliğini, birliğini sağlamak ve bu çerçevede de terör örgütlerinin bu bölgede etkisiz hale getirilmesini temin etmektir. Bunu yaparken, başından beri ısrarla ve samimiyetle söylediğimiz bir başka konu ise başta Suriye ve Irak olmak üzere bölge ülkelerinin toprak bütünlüğünün temin edilmesidir. Çünkü biliyoruz ki, bizim milli menfaatimiz, bölge ülkelerinin birliği ve beraberliğinden geçiyor. Başkalarının milli menfaatleri ise bölge ülkelerinin daha fazla bölünmesinden, parçalanmasından geçiyor. Ümit ederiz ki artık Suriye halkı artık beklediği huzura kavuşsun.”

Suriye’de 2011’den bu yana süren çatışmaların sona ermesi arzusunda olduklarını dile getirerek, “Bölgenin muktedir bir ülkesi olarak hem bu çevrede Türkiye’ye de zarar verecek olan terör faaliyetlerine müsaade etmeyeceğimizi hem de bölge ülkelerinin daha fazla bölünme ve parçalanma içerisine girmesinin, başta o ülkeler olmak üzere bütün bölge halklarına zarar vereceğini teyiden bir kere daha ifade etmek istiyoruz. Ümit ederiz ki en kısa zamanda Suriye’deki bu yüksek tansiyon düşer. Artık birçok ülkenin arkasında durduğu bu terör faaliyetleri sona erer. Özellikle Türkiye’yi yakından ilgilendiren, Türkiye’ye karşı hasmane niyetleri olan PYD-YPG gibi birtakım terör örgütleri de bölgeden tasfiye edilir.” şeklinde konuştu.

- “Güney Kıbrıs’taki bu silahlanma tutkusunu görmezden gelmelerini anlayamayız”

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) tarafına İsrail savunma sistemi olarak bilinen “Demir Kubbe”nin yapımı konusunda hazırlıklar başlandığı haberlerinin hatırlatılmasının ardından değerlendirmesi sorulan Kurtulmuş, şunları kaydetti:

“Savaş lordları artık silahlarını satmak için yeni yeni yerler arıyorlar herhalde, öyle görünüyor. Yeter artık… Dünyayı kan gölüne çevirmiş olan bu savaş lordlarının, savaş araçlarını satarak bu bölgeyi daha fazla istikrarsız hale getirmemeleri gerekir. Kimin hangi silahı aldığı, alacağı bizi ilgilendirmez. Silahlanmanın durdurulmasını arzu ederiz. Ama ikide bir Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne ve onun üzerinden Türkiye’ye ayar vermeye çalışanların Güney Kıbrıs’taki bu silahlanma tutkusunu da görmezden gelmelerini anlayamayız. Hatta tam tersine, Kıbrıs’a bu nasihatleri yapanların Güney’i nasıl silahlandırdıkları, nasıl oralarda birtakım üsleri tahkim ettiklerini biliyoruz.

Ne yaparlarsa yapsınlar, biz de elimizdeki bütün imkanlarla, isteriz ki Türk ve Rum halkı barış içerisinde kendi devletlerinin bayrağı altında kıyamete kadar huzur içinde yaşasınlar. Ama Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin huzurunu bozmak isteyen kimseye de müsaade etmeyiz. Bu anlamda Türkiye, kim karşısında olursa olsun bütün gücüyle Kıbrıs Türk halkının, Kıbrıs Türk devletinin yanındadır, yanında olmaya devam edecektir. Başkalarına silahlanmama uyarısında bulunuruz, kimden ne silah alacaklarına biz karar verecek değiliz. Aldıkları silahların da işe yaramaz olduğunu göreceklerdir.”(meclishaber)