Güven kaybı, hem kişisel hem de toplumsal ilişkilerin temelini sarsan, derin yaralar açan ve onarımı oldukça zor bir durumdur. İnsanlar arasındaki bağların güçlenmesi ve sürdürülebilmesi için güven olmazsa olmaz bir unsurdur. Ancak çeşitli nedenlerle bu güven sarsılabilir ve hatta tamamen kaybolabilir. 

Güven kaybına yol açan pek çok farklı neden sayılabilir.

Mesela;

Yalan söyleme ve aldatma... Bu başlık en yaygın güven kaybı nedenleri arasında. İlişkilerde samimiyetin ve dürüstlüğün yokluğu, güvenin sarsılmasına ve hatta tamamen ortadan kalkmasına neden olur.

Mesela;

Söz verildiği halde yerine getirilmeyen vaatler... Bir kişinin sürekli olarak verdiği sözleri tutmaması, karşı tarafta güvensizliğe yol açar.

Mesela;

Gizlilik ihlalleri... Özel bilgilerin izinsiz olarak paylaşılması veya sırların ifşa edilmesi, güvenin sarsılmasına neden olur.

Mesela;

Saygısızlık... Karşı tarafın düşüncelerine, duygularına veya sınırlarına saygı göstermemek, güven duygusunu zedeler.

Mesela;

İhmal... Bir ilişki içerisinde gereken ilgi ve özeni göstermemek, karşı tarafta değersizlik hissi yaratır ve güven kaybına yol açar.

Mesela;

Hile ve entrika... Çevrelerindeki insanlara karşı dürüst olmayan davranışlar sergileyen kişiler, genellikle güvenilmez olarak görülür.

Mesela;

Hataya düşmek ve sorumluluk almamak... Yapılan hataların kabul edilmemesi ve sorumluluğun başkasına atılması, güvenin sarsılmasına neden olur.

Mesela;

İletişim problemleri... Açık ve net bir iletişim kurulamaması, yanlış anlaşılmalara ve güven sorunlarına yol açabilir.

Peki güven kaybolduğunda nelerle karşılaşılır?

İlişkilerin zayıflaması ve kopmasına sebep olur mu? Olur... Güven kaybı, arkadaşlık, aile ve romantik ilişkilerin zayıflamasına hatta kopmasının ana etkenidir.

Güvensizlik, sürekli bir endişe ve stres durumu yaratır mı? Yaratır...

Sürekli güvensizlik hissi, depresyon gibi ciddi psikolojik sorunlara yol açabilir mi? Açabilir...

Güvenilir olmadığı düşüncesi, kişinin kendine olan güvenini sarsar mı? Sarsar?

Toplum içerisinde güvenin azalması, suç oranlarının artmasına, sosyal gerginliklerin yaşanmasına ve hatta istikrarsızlığa neden olabilir mi? Bal gibi olur...

Bunları aktarmamın nedeni siyaset ve siyasetçilerimiz. Özellikle de iktidarda olanlar.

Yukarda belirttiğim hususları misliyle siyasette gözlemliyoruz. Yalan, hile, entrika adeta politikacı arkadaşların göbek adı olmuş. 

Tabi ki istisnaları da var ve onlara sözüm yok.

Güven kaybı, kolay kolay atlatılabilecek bir durum değil. Ancak sabır, çaba ve karşılıklı güven inşa etmeye dönük samimi çabalarla güven yeniden kazanılabilir.

Açık ve dürüst iletişim, sözlerin yerine getirilmesi, güvenilir davranışlar sergilemek, empati kurmak, sabırlı olmak, ahlaklı ve tecrübeli kişilerden destek almak kaybedilen güvenin yeniden tesis edilmesinde faydalı olabilir.

Türkiye sadece güvenilecek politikacılar ve iktidarlar aramıyor. İş insanlarından, gazetecilerine, sendikacısından, bürokratına varıncaya dek, dürüst, samimi, utanma duygusunu kaybetmemiş olanları arıyor. 

Umarım herkes bu satırlardan payına düşeni alır...