Önce İnsan Sonra Haber

Bir daha uyarıyorum...

O efsanevi silüetin ortasına; Allah'ı yücelten, ona doğru yükselen o minarelerin arasına ranta doğru yükselen gökdelenleri koydunuz. Gelin, onları vergileyelim...

Gündem 21 Kasım 2019 Perşembe / 4 yıl önce
Bir daha uyarıyorum...

Ekleyen: Kozmiktürk

Kozmiktürk-Ankara

CHP İstanbul Milletvekili Akif Hamzaçebi iktidarın vergi düzenlemesini sert sözlerle eleştirdi ve, “Vergiyi alıyorsunuz da matrahı nasıl belirleyeceksiniz? ‘Tapu Kadastro Genel Müdürlüğünün teşkilatı yok, biz bunu değerleme şirketlerine yaptıracağız.’ Yaptırırsınız da Anayasa'ya aykırı olur. Komisyonda uyardım, bir daha uyarıyorum, Anayasa'nın 128'nci maddesinin birinci fıkrası ‘Devletin, kamu iktisadi teşebbüslerinin ve diğer kamu tüzelkişilerinin genel idare esaslarına göre gördükleri asli ve sürekli kamu hizmetleri memurlar ve diğer sözleşmeli personel eliyle yürütülür’ diyor. Tarih ve tahakkuk işlemi bir idari işlemdir, matrah belirleme bir idari işlemdir. Bunu bir özel sektör kuruluşuna yaptıramazsınız, yaptırırsanız Anayasa'ya aykırı olur; ben uyarıyorum” dedi.

“Fransız İktisatçı Thomas Piketty, 2003-2004 o yıllarda yazmış olduğu bir kitapta şöyle bir değerlendirmede bulunur: ‘Kapitalizmin eşitsizlik yaratan dinamiklerinin kontrol altına alınabilmesi, giderilebilmesi için artan oranlı bir servet vergisinin gelmesi gerekir’ anımsatmasında bulunan Hamzaçebi şu görüşleri ifade etti:

“Thomas Piketty bunu ‘O, kapitalizmin son derece kurumsallaştığı zengin ülkeler için aslında ortaya konulmuştur. Bu ülkelerde nüfusun yüzde 1'i nüfusun yüzde 99'unun sahip olduğu servete sahiptir.’ Yine, Piketty şöyle der: ‘Bu ülkelerde her ülkenin kendi nüfusunun yüzde 1'i de kalan yüzde 99'unun toplumsal, siyasi ve ekonomik hayatını kontrol edecek güçte bir parasal güce, bir servete sahiptir. Dolayısıyla bu eşitsizliği gidermek için bir artan oranlı servet vergisi gerekir.’

Yine, Piketty bu öneriyi gelişmiş ülkeler için yaptığına göre, o ülkelerdeki vergi yüküne, toplam vergi hasılatına bakmak lazım. O ülkelerde toplanan vergilerin gayrisafi yurt içi hasılaya oranı yüzde 35'ler düzeyindedir. Ortalama OECD oranını söylüyorum, aslında gelişmiş ülkelerde bu yük biraz daha yukarıdadır. Türkiye'de bu oran nerededir? Türkiye'de bu oran yüzde 25'lerdedir yani Türkiye OECD ortalamasına göre 10 puan daha aşağıda vergi topluyor. Türkiye'de vergi yükünün düşük olması az vergi toplandığı anlamına gelmiyor, kayıtlı olarak faaliyet gösteren mükelleflerin omuzunda çok büyük bir vergi yükü olduğu anlamına geliyor çünkü Türkiye'de kayıt dışı ekonomi o ülkelerle kıyaslanamayacak ölçüde büyüktür.

ÇELİŞKİ

‘Bu bir servet vergisi mi?’ dersek, hayır, yarım yamalak bir şey. Ne diyor: ‘Değeri 5 milyon lira ve üzerinde olan konutlar değerli konut vergisine tabidir.’ Biraz önce konuşan Sayın Turan Aydoğan örnek verdi. 4 milyon liradan 100 tane konutu var, 400 milyon lira ediyor; vergiye tabi mi? Hayır. Daha ilginç olan, daha çarpıcı olan bir şeyi örnek vereyim: Yüksek ücretli birisi özel sektörde çalışıyor, 5 milyon lira banka kredisi aldı, gitti 5 milyon liralık bir konut aldı, yirmi yıl vadeyle ödeyecek. ‘Bu vergiyi ödeyeceksin’ diyorsunuz ona. ‘Borcumu düş, başka da evim yok, 5 milyon lira banka kredi borcum var, bunu düş buradan.’ ‘Hayır, bunu düşmem, senden alırım.’

ANAYASAYA AYKIRILIK

Arkadaşlar, bir vergiyi koyarken adaletli koyun, adaletli koyun. Örnek verdim, OECD ülkelerinde vergi yükünün gayrisafi yurt dışı hasılaya oranı yüzde 35'lerde, Türkiye'de yüzde 25'lerde yani kazanç üzerinden gelir ve kurumlar vergisi alınamadığı için kimi yakalarsak gayrimenkulde ondan alalım diyorsunuz. Bu olmaz, bu olmaz. Bu, ayrıca Anayasa'nın 128'inci maddesine de aykırı. Şu şekilde aykırı: Vergiyi alıyorsunuz da matrahı nasıl belirleyeceksiniz? ‘Tapu Kadastro Genel Müdürlüğünün teşkilatı yok, biz bunu değerleme şirketlerine yaptıracağız.’ Yaptırırsınız da Anayasa'ya aykırı olur. Komisyonda uyardım, bir daha uyarıyorum, Anayasa'nın 128'nci maddesinin birinci fıkrası ‘Devletin, kamu iktisadi teşebbüslerinin ve diğer kamu tüzelkişilerinin genel idare esaslarına göre gördükleri asli ve sürekli kamu hizmetleri memurlar ve diğer sözleşmeli personel eliyle yürütülür.’ Tarih ve tahakkuk işlemi bir idari işlemdir, matrah belirleme bir idari işlemdir. Bunu bir özel sektör kuruluşuna yaptıramazsınız, yaptırırsanız Anayasa'ya aykırı olur; ben uyarıyorum.

İSTANBUL’A İHANET

Bu, kentsel rantları mı vergiliyor? Hayır, kentsel rantlar vergilenmiyor. Size bir önerim var… Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan 21 Ekim 2017'de demişti ki: ‘İstanbul'a ihanet ettik, bu ihanetten ben de sorumluyum. Bu ihanet süreci de devam ediyor.’

Bundan amaç -yine bir cümlesinde, demecinde söylemişti: ‘Ya, nefes alınacak tek yer mezarlıklar kaldı.’ Yani, ‘İstanbul inşaata boğuldu’ diyor Sayın Erdoğan; güzel bir cümleydi. Devamında, 2 Aralık 2017'de bir şey daha söyledi: ‘İstanbul'da binalar 5+1 katı geçmeyecek.’

Sayın Erdoğan'ın, 21 Ekim 2017 tarihinden, ‘İstanbul'a ihanet ettik’ dediği o cümlenin konuşulduğu tarihten bu yana sadece Çevre ve Şehircilik Bakanlığının 100'ü aşkın imar planı tadilatında imara açtığı alan tutarı 20 milyon metrekare arkadaşlar. Kentsel rantı vergileyeceksek gelin, bunu vergileyelim. Bir kalem oyunuyla imara kapalı alanları imara açtılar, iktidar açtı; Ak Parti Grubu açtı demiyorum, iktidar açtı. Eğer rantı vergileyeceksek gelin, onu vergileyelim. Kazlıçeşme'deki, İstanbul'un efsanevi silüetinin ortasına hançer gibi saplanmış olan, o imar planı tadilatıyla yapılan yerleri vergileyelim; oradan doğan kazançları vergileyelim. Bugüne kadar hiçbir iktidarın, hiçbir Cumhurbaşkanının, hiçbir İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanının aklına gelmeyen bir şey yaptılar; iktidar yaptı. O efsanevi silüetin ortasına; Allah'ı yücelten, ona doğru yükselen o minarelerin arasına ranta doğru yükselen gökdelenleri koydunuz. Gelin, onları vergileyelim.”

akifhamzaçebivergianayasayaaykırıdurumistanbulaihanetimarrant