Emrah büyüdü bu hala ağlıyor!

Akşener, Erdoğan’a ‘FETÖ’nün başını bulmak için aynaya bakmasını önerdi, AKP hükümetine de ‘Yardım ve yataklıktan yargılanacaksınız’ diye seslendi.

İYİ Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Meral Akşener iktidara yönelik eleştirilerini sertleştirerek devam ettirdi. Akşener, Kırşehir Cacabey Meydanı'nda yaptığı coşkulu mitingde, "Tayyip bey polisin, sağlıkçıların ek göstergesini arttıracakmış. Elini tutan mı var şimdi yapsana bir KHK ile? Abbas yolcu. O kibir abidesi bitti tekrar ağlama durumuna döndü. Tekrar Küçük Emrah rolünü takındı. Doğduğundan beri mağdur. Küçük Emrah büyüdü baba oldu bu hala ağlıyor" dedi.

Akşener Kırşehir Şeker Fabrikası'nın satışına tepkisini, "Şeker Fabrikalarını satın alanlara sesleniyorum. Sakın o fabrikalara dokunmayın çünkü ben iptal edeceğim" diyerek ortaya koydu. Akşener şöyle konuştu:

”İyi ki İYİ Parti kuruldu böylece her 19 Mayıs'ta, 23 Nisan'da hasta olanlar iyileşti. ‘İki ayyaş' diyenler şimdi Anıtkabir'e gidiyor. Bu yazmalardan müze yapacağım. Gelip siz de göreceksiniz. İnşallah ilk kadın cumhurbaşkanı olacağım.

Edep ve haya duyguları kalmadı

Haram lokma yiyenin edep yerleri açılır. Bu arkadaşlar kul hakkı yemeye başladıklarından beri edep ve haya duyguları ortadan kalkıyor. Haram lokma yerseniz ben de seçildiğim günden itibaren o haram lokmaları yiyenlerden fitil fitil getireceğim. Sayın Erdoğan bir altın yüzük gösterdi. Dedi ki bunun dışında malım mülküm olursa hırsızlık yaptı dersiniz. Doğru söyledi."

Akşener sözlerinin arasında kendisini dinleyenlerden bir çiftçiye 'Cebinde kaç paran var ?'  diye sordu ve '25 lira' yanıtını aldı. Akşener bunun üzerine, "25 lirası var. Sizin huzurunuzda söz veriyorum. Bakan çocukları yerine vatan çocuklarının yanında olacağım" diye çıkıştı.

Akşener iftarını pazar yerinde vatandaşlarla birlikte iftar çadırında yaptı. Keçiören’deki Çaldıran pazar yerine giden Akşener burada partisince düzenlenen iftar programına katıldı.

Dövizdeki kur krizinde isabetli açıklamalar

Dövizdeki aşırı artışlar ve Merkez Bankası'nın müdahalesi sıcaklığını korurken bu konuda İYİ Parti cephesinden çarpıcı tespitler geldi. Parti'nin ekonomi kurmayı Durmuş Yılmaz şu değerlendirmede bulundu:

"Merkez Bankası bu faizle birlikte asıl herkesin beklediği haftalık repo faizini de yükseltmiş olsaydı, yani sadeleşme yapsaydı, dolar tekrar yükselmez, düştüğü yerde kalabilirdi. Faizde atılacak böyle bir adım piyasada ‘ekonomi politikası normalleşiyor' şeklinde algılanacaktı. Bununla birlikte normalleşme için faiz yetmez, öncelikle siyasetçilerin kafasındaki kirliliğin ortadan kalkması gerekir. Bütün dünyanın kabul ettiği ekonomi teorilerinin tam tersine hareket etmek kafalardaki kirliliği ifade ediyor.

Kirlilik kalkarsa yeniden güven tesis edilebilir

Ne yapıldı da döviz kalıcı olarak düşecek? Tamam, Merkez faizi yükseltti. Ancak OHAL kalktı mı? OHAL varken döviz düşer mi? Hukuka güvensizlik mi bitti? Londra'da söylenen sözler, oluşturulan kaygılar ortadan kaldırıldı mı? Politikalar yerli yerinde dururken faizleri yükseltmek piyasalara güven vermez. Öyle olunca da döviz geçici iner, ancak indiği yerde tutmak pek mümkün olmaz."

Akşener ise şunları söyledi:

"Gerçekleri görmeyen, 16 yıl boyunca milletine yalan söyleyip, 'Nerede yanlış yaptım?' demeyen bir ekonomi yönetiminin ülkeyi getireceği yer burası idi. Artık ülke ekonomisini çökertecek dış mihraklara ihtiyaç yoktur. Beyler uyanın ve 'Nerede hata yaptık?' diye sorun. Ve hatanızı milletle paylaşın. Ama siz bunu yapmazsınız. Ben hatanızı söyleyeyim; Kibirinizi rehber edindiniz. Elin parası ile değirmeni döndüreceğinizi sandınız. Üretmeden tüketmeyi, ekonomi politikası sandınız.  Aldığınız borçların bir gün geri ödeneceğini düşünmeden,betona gömdünüz. Refah diye vatandaşı ve sanayicimizi borca batırdınız. Bu aşamada yapacağınız tek onurlu şey, milletle yüzleşmek ve doğruları söylemek. Deyin ki;
-IMF kredilerini biz kullandık.
-Borcu biz yaptık,
-MF ye borç vermedik ama devraldığımız 130 milyar dolarlık dış borcu, 450 milyar dolara çıkardık.

Eğer iktidarın iddia ettiği gibi bir finansal ve ekonomik saldırı altındaysak, yapılacak en büyük yanlış bu saldırıya kayıtsız kalmaktır. Bu yenilgiyi baştan kabul etmektir.Bu durumda merkez bankası bağımsızlığının ve yöneticilerinin liyakatlarının önemi bir kez daha ortaya çıkmıştır.

Hiç zaman kaybetmeksizin kapsamlı bir para ve maliye politikası normalleşmesi yoluna gidilmeli ve piyasalara bu ülke ekonomisinin savunmasız olmadığı gösterilmelidir. Güven acilen yeniden tesis edilmelidir.

Çözümün yolu, kurumlara ve başına getirdiğiniz insanlara güvenmeniz, ellerini serbest bırakmanızdır."