Dünya Devlet Oyunları kızıştı. Kızışmanın adresi bizim coğrafyamız. Öyle anlaşılıyor ki turpun büyüyü heybede bekliyor. Heybedekinin ne olduğunu bilmiyorum ama bizimkilerin bir şekilde bunu öğrenmeleri ve tedbirlerini ona göre almalarının şart olduğunu söyleyebilirim.

Erdoğan, Trump’la görüştükten sonra operasyon için onay verdi. Harekat başladıktan sonra neredeyse koro halinde Amerika ve Avrupa karşımıza dikildi. Bunlara Araplar da eklendi. Ülkelerinin zenginliklerini efendilerine peşkeş çekmek üzere o devletlerin başına getirilen zavallılardan zaten başka davranış beklenmezdi. Analarını ağlatan, siyonizmin yanında tavır alıp Türkiye’ye kin kustular.

Amerika şimdi ateşkes ve operasyonun durmasını istiyor. İngiltere, Fransa, Almanya da. Dün Çin’de bu ekibe katıldı.

Ruslar ise Türk ordusunun 5-10 km’den öteye operasyon yapamayacağını savunuyor. Operasyonun iyi fikir olmadığını söylüyor. Münbiç’teki atraksiyonlarının, Türkiye ile Suriye ordularının çatışmasını engelleme amaçlı olduğunu belirtiyor.

Türkiye Barış Pınarı Harekatı’nı başlattıktan sonra nelerle karşılaşacağımız konusunda kaygı taşıyordum. Bu kaygılarımda haklı olduğum Münbiç’te yaşananlarla gerçeğe dönüştü. Münbiç’i Amerika ani bir şekilde boşalttı ve Rus - Suriye ordusu mensuplarına teslim etti. Halbuki daha önce bizim kontrolümüze vereceklerini söylemişlerdi.

Münbiç’teki manzaranın başka adreslerde de tekrarlanma olasılığı var. Aslında ilk bakışta bu endişe edilecek bir gelişme değil. Suriye topraklarında Suriye ordusunun hakim olması normal bir durum. Amma velakin sorun YPG/PKK mensubu teröristler. Suriye onlarıın hesabını görecek mi görmeyecek mi? Bu sorunun yanıtının açıklığa kavuşması bizim açımızdan oldukça ehemmiyetli. Eğer Türkiye teröristleri haklayamayacaksa onca çabanın kıymeti olmayacak.

Bundan bir sene önce eski bakanlardan biriyle sohbet ederken Amerika, Rusya, Çin ilişkileriyle ilgili çarpıcı bir ifadesi olmuştu. Demişti ki: “Birleşmiş Milletler’in (BM) 5 daimi üyesine karşı dikkatli olmak lazım. Onlar oynar oynar ama en sonunda birbiriyle anlaşıp seni çırak çıkartır.”

Suriye’deki gelişmelere bakınca bu tespiti hatırladım ve sizlerle paylaşmak istedim.

Harekat ekseninde dünyadan gelen tepkiler uluslararası camiada ciddi bir önyargının varlığını ortaya çıkardı. Bu tahmin edebileceğim bir vaziyet. Asıl önemli olan bizim uluslararası alandaki bu önyargıyı azaltmak için yeterince faal olamayışımız. Zira yeterli gayret sarfetmediğimiz ortada. Mesela, Suriye’de yakılmış yıkılmış şehirleri alın. Bir de Türkiye’nin girdiği yerleri... Fotoğraflayın, ülkelerin kamuoylarına dayayın. Bir fotoğraf bazen sayfalarca anlatımdan daha etkilidir. Bunu daha da geliştirip dosya yapın. Binlercesini karşı çıkan, önyargılı davranan ülke yöneticilerine, STK'larına, medyasına gönderin.

Bir de...

Türkiye dünyaya kendini ancak emin adamlarla anlatabilir. Dünya dengelerini iyi bilen deneyimli devlet adamlarına şu an büyük ihtiyacımız var. Çünkü bu nitelikteki birinin sözleri dikkatlice dinlenir, ciddiye alnır. Kiminle nasıl konuşulacağını, ne denileceğini bilir. Facialardan uzak olmak için, az hasarla atlatmak için kaçınılmaz...

Bu arada...

İktidar ve muhalefetiyle, vatandaşlarıyla ağzımızdan çıkanı kulağımızın duyması lazım. Karşımızdaki cepheyi ateşleyecek sözler etmenin bize faydası olmaz.

TÜRK DÜNYASI

Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi (Türk Konseyi) Devlet Başkanları 7. Zirvesi Azerbaycan’da yapıldı. Azerbaycan, Türkiye, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan liderleri buluştu. Macaristan Başbakanı Viktor Orban gözlemci sıfatıyla, Türkmenistan'ın Başbakan Yardımcısı Pürli Agamuradov da davetli olarak aynı toplantıdaydı.

Liderler bir bildiri imzaladı. Barış Pınarı Harekatı'na destek açıklandı. Şöyle denildi.

"Türk Konseyi, Türkiye'nin Barış Pınarı Harekatı'nın terörizmle mücadeleye, Suriye'nin toprak bütünlüğünün sağlanmasına, Suriyelilerin teröristlerin zulmünden kurtarılmasına ve yerlerinden edilmiş Suriyelilerin ana vatanlarına güvenli ve gönüllü geri dönüşleri için şartların oluşturulmasına katkıda bulunacağına olan umut ve inançlarını beyan etmektedir."

Sözde müslüman Arap ülkelerini gördükten sonra Türk dünyasının bu delikanlı yaklaşımını iyi not edin ve unutmayın.

KKTC’DEN GELEN ÇATLAK SES

KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı için bir parantez açarak tutumunu kınadığımı, hicap duyduğumu da belirtmeliyim.

Soyadı Akıncı olan KKTC’nin başındaki bu kişinin hangi akla hizmet ettiğini sorgulamak yanlış olmaz. KKTC’deki şehitlerin, gazilerin kemikleri sızlamıştır.

Akıncı katledilen soydaşlarımızı, Yunan’ın, Rum’un gizli ajandasını unutmuş görünüyor. Birkaç katliam fotoğrafını masasına koyup hafızasını tazelemek faydalı olur kanaatindeyim...

Temel fıkrasıyla bitirelim...

Hani bizimki Amerika’ya gitmiş, direksiyona geçmiş ve yola çıkmış. Radyosunu da açmış, “falanca yolda bir araç ters yönde ilerliyor. Sürücüler dikkatli olsun” anonsunu duyunca meşhur tepkiyi göstermiş; “Ula ne birisi hepusu hepusu...” demiş.

Aslında Türkiye’nin şu andaki durumuna bakınca aynı bu fıkradaki hal var. Birileri yanlış yolda ama kim?