Güney Kıbrısta yayınlanan Cyprus Mail gazetesinde, Christos Panayotis, akıllıca bir yorumunda Kıbrıs Rum halkını uyardı. "Biz tamamız, her şey yolunda" diyerek, yan yatmanın doğru olmadığını, karşılarında tehlikeler bulunduğunu hatırlattı.

Her halde, Türkiye Dışişleri Bakanlığı sözcüsünün Jıseph Borrele ,cevabını iyi okudu, anladı ve Rum liderleri ile halkının dikkatini çekti.

AB nin Dışişleri ve Savunma Politikası sorumlusu Borrel ne demişti, bir bakalım. "Kıbrıs Cumhuriyetinin yanındayız ve destekçisiyiz..Türkiye, Kıbrıs Cumhuriyetinin, birlikte deniz sınırlaması, sorunları vs. ele almaları önerisi, iyi niyetli yaklaşımdır, destekleriz ve Türkiyeyi KCumhuriyeti ile masaya otumasını....vs. tavsiye ederiz.." gibi laflar etmişti..

TC Dısişleri Bakanlığı, "ciddi olamaz, TC , silah zoru ile ele geçirilen ve Kıbrıs türklerinin dışlandığı, Kıbrıs Cumhuriyetini tanımaz ve muhatap alamaz. Rumların muhatabı, Kıbrıs Türkleridir...." gibi ifadeler kullanarak Borreli reddetmişti....

Christos Panayotis, akılcıl bir şekilde eleştiride bulunarak, AB ve BM nin de sabırlarının azalmakta, tükenmekte olduğunu, güvenilemeyeceklerini hatırlatarak, KıbrısTürkleri ile uzlaşmanın, kalan ÇIKIŞ YOLU olduğununa işaret etti..

Güzel, Kıbrıs Türkleri uzlaşmaya , barışcıl, adil, kalıcı, işlerlikli bir çözümden yanadır, her zaman da olmuştur.

Buyursun, Rum siyasi liderliği, Ortodoks kilisesi, siyasi parti liderleri, ulusal konseyleri otursun, OXİ-hayır politikalarını değişsin, terk etsin, Kıbrıs Türklerinin haklarını ve devletini tanısın, kabul etsin , süratli bir anlaşmaya giden yolları açsın.

Eski, Dışişleri Bakanları , Nikos Rolandis de , bir zamanlar benzeri uyarılarda bulunmuş, öneriler yapmış, kabul görmeyice istifa etmişti...

Bilinmesinde yarar vardır, Kıbrs sorunu da , gün gelecek halledilecektir..Sonsuza dek, de facto-sürer durum, devam edemez. O nedenle, Kıbrıs Rumları, gerçekleri görerek, kabul ederek. Kıbrıs Türkleri ile masada müzakere yolu ile bir anlaşmaya varmalıdır.

Aksi takdirde, Christos Panayotisin de işaret ettiği gibi, 1974 deki hezimeti ve kayıpları yeniden yaşayacaklardır.