Altılı Masa aday krizi sonrası yeniden işleri yoluna koydu. Şu andaki manzara İmamoğlu ve Yavaş eklemesiyele uzlaştıklarını gösteriyor. Meral Akşener o masa için çok önemli bir figür. Onu çekerseniz büyüsü kaybolur. Kısa kriz bunu çok iyi gösterdi.

Seçim sürecinin sancılı geçeceğine yönelik değerlendirmeler var. Daha önce Kılıçdaroğlu'na suikast iddiaları kamuoyuna yansımıştı. Cumhurbaşkanı Adayı olmasından sonra da benzer iddialar duyuluyor. Devletin güvenlik güçlerinin seçim sürecinde dikkatli, hassas bir şekilde güvenliği sağlayacaklarına inanıyorum.

CHP camiasında da suikast söylentileri ekseninde bazı tedbirlerin alındığı bilgisini işittim. Bunu anlamak zor da değil. CHP'li önemli bir kaynaktan, Kılıçdaroğlu için çelik yelek alındığını duydum. "Güvenlik için Kemal Bey'e 2-3 çelik yelek alınmış" dedi. Kalabalık ortamlarda bu yeleklerle önlem alınacak. Kemal Bey'in çelik yelek giyme noktasındaki düşüncesini ise bilmiyorum. Anladığım kadarıyla CHP, liderinin güvenliği için devletin tedbirlerine ilave önlemler alacak.

Masa'nın son toplantısında ilk paylaşımlar açıklandı. Ortaklar, 1 cumhurbaşkanı yardımcılığı ve 1 bakanlık alacak. Gerisi seçimlerden sonra alınacak oylara göre şekillenecek. Bu durum "oy için siyaset" anlayışına uyuyor. Zira menfaatçi, çıkarcı seçmenin muhalefet partilerine yönelmesinde kolaylık sağlayacaktır. Doğrusu seçimden sonra her partinin gücüne göre pastadan pay almasıdır.

Diğer husus da Davutoğlu ve Babacan'a 20'şer milletvekili kontenjanı ayrıldığı iddiası. DP'ye ise 5 milletvekili kontenjanı öngörülüyormuş. Bu gerçekse DP gibi köklü bir partinin yeni iki partiden kat kat az kontenjan alması makul bir karar değildir. Listeler hazırlanırken CHP'de sıkıntılara yol açması muhtemel bir manzaradır bu. İYİ Parti'nin kendi listeleriyle seçime gideceği zaten açıklandı.

İmamoğlu ve Yavaş'ın cumhurbaşkanı yardımcılığı, "uygun zamanda" ifadesiyle duyuruldu. Merak edilen bu konunun ayrıntıları hakkında şu bilgiler mevcut. İmamoğlu ve Yavaş 2024 seçimlerinde tekrar Belediye Başkan adayı olacaklar. Veliaht olarak düşündükleri kişiyi de Belediye Meclis üyesi yapacaklar. Seçim kazanılırsa o veliahtı yerlerine bırakıp cumhurbaşkanlığının yolunu tutacaklar.

İmamoğlu açısından başka bir tablo da var. Kılıçdaroğlu'nun CHP'nin başından ayrıldıktan sonra yerine İmamoğlu'nu düşündüğü söyleniyor. Ceza davası sonrası gerilen ilişkiler İmamoğlu'nun grup toplantısına katılmasından sonra yumuşamıştı. Kılıçdaroğlu konuşmasını yapmak üzere kürsüye çıkarken İmamoğlu'nu dürterek kendi koltuğuna oturtmuştu. Bu bir işaret olarak sayılıyor. Tabi İmamoğlu CHP'nin başına geçerse cumhurbaşkanı yardımcısı olma planı da sekteye uğrayabilir.

Muhalefet masasında dikkat çeken diğer husus da Davutoğlu-Babacan-Karamollaoğlu üçlüsünün blok halinde hareket etme görüntüsüdür. Gültekin Uysal'da onlara yanaşmış gibi ama Kılıçdaroğlu ile etle kemik gibi olduğu da kesin. Kararları oy çokluğu ile aldıklarını varsayın. O zaman herşey 3 küçük partinin istediği şekilde olacaktır. Görüntü böyle ama uygulamada öyle olacağını beklemiyorum.

Son not olarak da Meclis Başkanlığı için Engin Altay'ın istekli olduğu aktarmış olalım. 

Bütün bunlar muhalefet seçimi kazanırsa olacaklar tabiki..

Prof. Hasan Köni ile sohbet ederken Türkiye'deki temel sıkıntıların başında "oy için siyaset" anlayışının hakim olmasını işaret etmişti. Gerçekten de son 20 yıl bu durumun örnekleriyle dolu. "Oy için" ve "dünya malı" için siyaset anlayışı AKP'lilerde kendini çok belli ediyordu. Kemal Kılıçdaoğlu'nun dünya malına düşkün olmaması, daha demokrat yapısı bu açıdan önemlidir.

Türkiye uzun zamandan beri bir kişinin iki dudağı arasına sıkışmış vaziyette. Bu durum da hiç sağlıklı değil. Hesap vermeyen bir yönetim anlayışı nerede görülmüş ki?

Muhalefet kazanırsa oy için değil, ülke ve millet için icraatlar yapmalı. Siyasal islamcılık, etnik bölücülük, tarikat çirkinlikleri ekseninde yakın zamanda çok tecrübe yaşadık. Umarım artık bu aptallıklardan uzak durur herkes. Bağnaz yaklaşımlar son bulur..

Her zaman dediğim gibi  devlet her zaman 18 yaşında delikanlıdır...