Meclis'te bütçe görüşmelerinin ilk günü hareketliydi. Sonraki günlerde tempo düştü. Dövizdeki oynaklık gündeme oturdu. Cuma günü bütçe görüşmelerindeki son gün. Tecrübelerimiz son günün de hararetli geçeceğine işaret ediyor.

Bütçe mesaisi nedeniyle Meclis'e sık gidiyorum. Milletvekilleriyle sohbetlerimiz oluyor. Ana gündem ekonomi ve seçim. Bu realite kürsü konuşmalarında kendini gösterdi. CHP Muğla Milletvekili Burak Erbay, kürsüye getirdiği bir kasa portakalı yere döktü. Toplamak da CHP'li vekillere düştü. Tencere, bebek bezi, gübre, file dolusu gıda maddesiyle Meclis kürsüsüne çıkanları da anımsatmak da yarar var.

CHP Milletvekili Abdullatif Şener eski arkadaşlarını sert eleştirdi. Şener, "Daha geçen gün Hazine borçlandı, yüzde 15 ile Merkez Bankasından aldığı parayı hemen birkaç gün içerisinde bankalar Hazine'ye yüzde 27,7 ile yani yüzde 51 karla verdi. Devletin bir cebinden aldığı parayı devletin öbür cebine koydular ve yüzde 50 kar yaptılar. Hani faizi düşüyordunuz siz? Siz 'Faizi düşüreceğiz; firmaları, şirketleri, ihracatçıyı ayağa kaldıracağız' diyorsunuz. Ama kur şirketler açısından daha büyük bir bela, 122 milyar dolar kur açığı var ve bu şirketler 586 milyar Türk lirası zararla, kur zararıyla karşı karşıyalar." derken acı bir gerçeğin altını çiziyordu.

Merkez Bankası'nın faizi indiren açıklamaları sonrası döviz kurundaki aşırı yükselme tartışılırken Şefik Çalışkan isimli bir kişi de gündemimize girdi. 'Erdoğan'ın akıl hocası' diye anons edilen Çalışkan, 1963 yılında Nevşehir'de doğmuş. 1986 Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler bölümünden mezun olmuş. Gazi Üniversitesi'nde Yüksek Lisans yapan çalışkan'ın tez konusu da  "İslam Konferansı Teşkilatı" olmuş. Finans kökenli Çalışkan, bankaların müfettiş, müdürlük ve seksiyon müdürlüğü görevlerinde bulunmuş. Şirketlerde üst düzey yöneticilikleri var. 

Şefik Çalışkan'ın  'TCMB 18.11.2021 Toplantısı Sonrası Ekonomik Görünüm' başlıklı raporu tartışmaya konu ediliyor.  Bilmeyenler için söylemiş olalım; Çalışkan uzun yıllardan beri ekonomideki gelişmelerle ilgili düzenli olarak rapor hazırlıyor ve sınırlı bir çevreyle de paylaşıyor. Çalışkan'ın önceki raporları ve son raporu karşılaştırıldığında tutarlılık olduğunu ve savunduğu görüşlerin istikrarlı olarak nitelendirilebileceğini belirtebilirim. Ama şunu da hatırlatmalıyım ki reçete doğru olsa bile onu uygulayacak olanlar çok önemli...

Çalışkan son raporunda, faiz indirimini savunurken, bu konuda uyarılar yapan iktisatçılara da karşı çıkarak, "Faiz düşürmeye devam edilmelidir" diyor. Çalışkan'ın iddiasına göre, gereği yapıldığı takdirde 2022 Haziran ayında ekonomi düzelebilir.

"MB’nin faiz indirmesi ve indirmeye de devam edecek olması, ülkemiz ve dünyanın içinde bulunduğu iktisadi gerçeklerle uyumlu olmadığı ve uygulanan politikanın ülkemizi bir felakete sürükleyeceği yönünde iktisatçılarımız tellallık yapmaktadır" sözleri var. 

Yine şu ifadelerinin altını çizmek lazım:

* Erdoğan, gerçek ve doğru hedefe doğru silahla hücuma geçmiş bir liderdir.

* Yaşanan krizde faizleri düşürmek, dünyadaki tüm finansal çevrelere savaş açmak demektir. Çünkü sıcak paracılar dünyadaki tüm ülkelerin hazine bonolarına yatırım yaptılar ve para kazanamıyorlar.

* Bizim gibi ülkelere içerdeki mandacı ile dışarda da kendini otorite sanan iktisatçılar aracılığı ile faiz yükseltmek için baskı kurmaya çalışmaktalar. Dünya FED,AMB, BOJ, İngiltere merkez bankaları, enflasyonu sebeplerini geçici olarak ilan edip para politikasında değişikliğe gitmezken, bizim mandacı iktisatçılarımız onların bu davranışında keramet kehanet ararken, bizim merkez bankasının son derece akıllıca yürüttüğü politikayla aklarınca kafa buluyorlar.

ERKEN SEÇİM

DP'li Cemal Enginyurt'la sohbet ederken erken seçim konusundaki öngörüsünü merak ettim. Cemal Bey, "Ocak'ta seçim kararı alınır, Mart'ta da seçime gidilir" diye iddialı bir görüş ortaya koydu. Enginyurt'un dikkat çeken diğer ifadesi de, "Ocak'ta seçim kararını Devlet Bahçeli açıklar" şeklindeydi.

Enginyurt, DP'nin Ocak'ta büyük kongre yapacağını ve 100 etkilki ismi partilerine katacaklarını belirtti. Kulislerde 6 milletvekinin DP'ye geçeceğine yönelik söylentilerle ilgili ise hiç renk vermedi.

İYİ Parti Samsun Milletvekili Bedri Yaşar ise Ak Parti'nin erken seçim kararını erkenden alarak bir rahatlama sağlayacağını ama seçimi Kasım 2022'de yapacağını öngördü. Bir başka İYİ Partili Aytun Çıray'ın öngörüsü ise "Olsa iyi olur.. Seçim yapmaz bunlar.." şeklinde...

Muhalefetin oluşturduğu ittifakın en hassas adresleri Büyükşehir Belediyeleri. Zira buralarda ortaya çıkacak olumsuz uygulamaların faturası ittifaka çıkabilir. Bu nedenle belediye başkanlarının uyarıldığı ve dikkatli olmalarının istendiğini aktarmalıyım. Tabi bu noktada en gözde adresin İstanbul ve Ekrem İmamoğlu olduğunu tahmin edersiniz. Ankara'da Mansur Yavaş, İzmir'de Tunç Soyer diğer hassas adresler. Bu başkanların Millet İttifakı'na zarar verecek icraat yapma lükslerinin olmadığının altı çiziliyor. 

Türkiye sıkıntılı günler geçiriyor. Bir kişinin peşinden sürükleniyor. Pahalılık, varlıklarımızın değerinin erozyona uğraması basit hususlar değil. Her 10 - 15 yılda bir bu badireleri yaşamaktan bıktık. 

 Ve "neden hep aynı nakarat?" diye soruyoruz...