Dünyanın gözü önünde aşağılık bir katliam gerçekleşiyor. Çoluk, çocuk, masum, hasta, yaşlı, doktor, hemşire dinlemeden insanlar öldürülüyor. Bunu yapan Netenyahu idaresindeki İsrail..

İnsan olanın aklının almayacağı şeyler bunlar. Nazilerin Yahudilere yaptığı soykırımın benzerini İsrail Filistinlilere karşı gerçekleştiriyor. Halbuki geçmişte soykırıma uğrayan bir topluluğun aynı şeyleri başkalarına yapmamaları beklenir. 

Ortada bir gerçek var: Netenyahu kötü niyetli ve insanlıktan nasibini almamış bir garabet. Psikolojik bir vaka bu mahluk. Pervasız bir deli.

Netenyahu ve İsrail'in zulmü alkılımıza "zulmün artsın ki belanı erken bulasın" sözünü getiriyor.

İsrail'de şüphesiz ki herkes Netenyahu gibi düşünmüyor. Protestolardan bunu anlıyoruz. Peki parlamentoda İsrail'in Netenyahu önderliğindeki hükümetini düşürmek, bu mahluğu İsrail'in başından almak gibi bir adım neden atılmıyor? O hükümete destek veren her parlamenter de bu vahşetin ortağı değil mi? Ortada tam, "Bir deli kuyuya taş atmış kırk akıllı çıkaramamış" vaziyeti var. Bu psikopatı kenara çekip dünyayı ateşe atmasının önüne geçmek gerekmez mi? 

Netenyahu öyle bir mahluk ki Arap ülkelerinin liderlerine, "Çıkarlarınızı, iktidarınızı korumak istiyorsanız tek bir şey yapmalısınız Sessiz kalın!" diyor. Amerikan televizyonlarında konuşurken benzer tehditlerde bulunabiliyor.

Netenyahu kötü niyetini eylemlerinin yanı sıra açıklamalarıyla da belli edince Batı'da son günlerde bir tavır değişikliği gözleniyor. Netanyahu'nun "Gazze Şeridi'nde güvenlik kontrolünü tamamen ellerinde tutacakları" açıklaması Batı'da jetonların düşmesine vesile oldu. Nitekim Amerika bu sözler için açıklama isteme gereği duydu.

Bir başka önemli gelişme İngiltere'de yaşandı. Başbakan Rishi Sunak, Filistin yanlısı gösterilere izin verdiği için Londra polisini “taraf tutmakla” suçlayan 'Netenyahu kılıklı'  İçişleri Bakanı Suella Braverman'ı görevden aldı. Sunak bu göreve Dışişleri Bakanı James Cleverly'i getirdi. Cleverly'nin yerine eski başbakanlardan David Cameron atandı. Cameron, Gazze için "esir kampı" ifadesini kullanan bir politikacı.

"Gazze'nin dışına zorla göçe izin verilemez. Gazze toprakları küçültülemez.Filistinliler için yeni bir devlet inşa etmeliyiz" diyen Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell'in sözlerini de not etmeliyiz.

Bu eksende çarpıcı adımlardan biri de Türkiye'de atıldı. Eski AK Parti Milletvekili Metin Külünk ile avukatlar Mücahit Birinci ve Burak Bekiroğlu, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu hakkında suç duyurusunda bulundu. Külünk, Birinci ve Bekiroğlu, Uluslararası Ceza Mahkemesine gönderilmek üzere İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına sundukları dilekçede, yargılanması talep edilen Netanyahu'nun "savaş", "soykırım" ve "insanlığa karşı" gibi suçları tüm dünyanın gözü önünde işlediği belirtildi. 

Umarım kısa zamanda bu mahluğun o mahkemede yargılandığını görürüz.

Amerika'da siyonist lobinin politikalar üzerindeki etkisi dünya kamuoyu tarafından bilinen bir gerçektir. Netenyahu'nun en büyük destekçisi de bu kesim. Siyonist lobi Amerika'yı da zehirliyor. Ortadaki manzara böyle gösteriyor. Peki Amerika'da akıllı adam yok mu? İsrail bağıyla Orta Doğu'da hem kendilerini hem de dünyayı felakete sürüklediklerini gören göz, akıl yok mu? Amerikan yönetimi, Orta Doğu'da hem kendi ülkesini, hem de bölge ve dünyayı rahatlatacak bir ortam sağlamak için NATO müttefiği Türkiye ile bir an evvel yakın çalışma içine girmeli, dostluğunu pekiştirmeli. Bu sayede zor görünen problemlerin çözüme kavuşma olasılığı çok güçlü..

Aslında bu yazımda iç siyasetten bazı notlar paylaşacaktım lakin dün akşam TRT'de Prof. Dr. Esat Arslan'ı dinleyince fikrim değişti. Esat Hoca akademisyen kimliğinden önce bir Mehmetçik'ti. Tuğgeneral rütbesindeyken askerlik görevinden ayrılmak zorunda kaldı. Çünkü Gazi olmuştu..

Esat Hoca, "Siyonizm" dediğimiz yapıya yeni bir isim koydu. Bence müthiş güzel bir tanımlama. Prof. Dr. Esat Arslan'ın isim babası olduğu o ifade "Siyonazizm.. "

Gerçekten de cuk oturan bir tanımlama. Herkese tavsiye ederim bu ifadeyi kullansınlar sıkça. 

Esat Hoca'nın kıytmetli ve çarpıcı bir öngörüsü de oldu o programda.

Şöyle dedi: "Siyonazizm tarihin çöplüğüne atılacaktır.."

Umarım öyle olur... Dünya kurtulur..