Dile kolay, 19 sene tek başına iktidarda AKP. Kime kısmet olmuş ki böyle bir fırsat...

Bu zaman diliminde ve konjonktür avantajıyla kestirmeden anlatmak gerekirse; inanın Türkiye 5'e 10'a katlanabilirdi. Vatandaşlatımızın refah düzeyi gelişmiş ülkeler seviyesine çıkarılabilirdi.

Maalesef yapılamadı. Aksine 15 Temmuz ve benzeri türlü badireler atlatıldı. Şu aşamada da tehlikelerin son bulduğunu söyleyemiyoruz. 

Sınırlarımızın dışında ve ülkemizin içinde kritik problemlerimiz var ve bunlar çözüm bekliyor.

Sığınmacılar ciddi bir sorun. Doğum oranları bizimkilerin 5 katı. Demografik mühendislik olduğu açık. Bir ara "yöneticimiz uyuyor mu?" diye reklam vardı televizyonlarda... Bu ülkeyi seven insanlar epey bir süreden beri aynı soruyu sormaktalar...

Şunu ifade etmeliyim ki; ben onca yıldan beri politika yapanları izlerim de hiç bu iktidar üyeleri gibi popülist olanına rastlamadım...

AKP iktidarının tahminlerden uzun sürmesinde iç-dış konjonktürün yanında bu popülizm maharetlerinin payı büyük. Tabi bunlara yetersiz muhalefeti de eklemekte yarar var...

Neyse uzatmayalım...

Geldiğimiz aşamada atılan adımlar seçimin habercisi olarak değerlendiriliyor. MHP Lideri Bahçeli'nin ekibini sahaya sürmesi, iktidar cenahından gelen dardaki kesimlere iyileştirme yapılacağı mesajları, AKP içinde bile görülen eleştirel söylemler dikkat çekici ve seçim habercisi. 

Ben daha da ileri giderek, eski Başbakan Binali Yıldırım'ın  ağzından yarı şaka yarı ciddi olarak "Biz gidiyoruz" kelimelerinin çıktığını da aktarmış olayım. Ortak tanıdıklardan bana gelen bir kulis bilgisi bu...

Ufukta seçim dumanı görülünce doğal olarak hesaplar da hızlanır. Manzara de bunu doğruluyor. Erdoğan'ın bir süredir seçimlerde kullanmak için para biriktirdiği söyleniyordu. Bu ifadeyi yanlış anlamayın. Bütçe, ekonomi dengeleri anlamında söylemek istediğim. "Şimdi o biriken paralar maaş, kadro, yardım vs olarak dağıtılacak" deniliyor. 

Seçim eksenli senaryolar da havada uçuşuyor. En çok merak edileni, muhalefetin adayının kim olacağı. İktidar bunu öğrenebilmek için can atıyor gözlemlediğim kadarıyla. Lakin o ismin kimliği henüz ortalarda yok. 

Meral Akşener, "Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş'ın isimleri CHP tarafından aday olarak getirilirse destek vereceğini" açıklayarak Kılıçdaroğlu'nu zora soktu. Çevresi Kılıçdaroğlu'nu aday olmaya zorluyor. İYİ Parti engeli olunca Abdullah Gül'ü aday yapamadı Kılıçdaroğlu. Şimdi de galiba Gül ve çevresi Kılıçdaroğlu'nu itekliyor. Bu planın sonuç getirme ihtimalinin zayıf olduğunu vurgulamalıyım. 

Kişisel gözlemim Ekrem İmamoğlu aday yapılırsa muhalefetin kazanma şansının yüksek olduğu yönünde. 

Seçim öncesi Erdoğan'ın "parlamenter sisteme dönelim" diye ortaya çıkabileceği diğer kulis iddiası. Böyle bir olasılıkta muhalefetin tavrının ne olacağı merak konusu. Çünkü onlar öteden beri parlamenter sisteme dönme vaadinde bulunuyor. Gündeme getirilmesi halinde ve "hayır" demeleri durumunda kendileri zora girebilir. CHP yada İYİ Parti'den birinin "evet" demesi halinde ittifak dağılabilir. Muhalefet kulislerinden aldığım bilgiler CHP ve İYİ parti'nin tek başına böyle bir öneriye "evet" demeyecekleri yönünde. Yani muhalif blokun iki büyük ortağı CHP ve İYİ parti ya birlikte "hayır" yada "evet" diyecekler.

Erdoğan seçim öncesi parlamenter sisteme dönme önerisi getirirse MHP ve Bahçeli'nin tavrı ne olacak?

Cevabı önem taşıyan bir soru da bu. "Bahçeli masayı dağıtabilir. Haydi seçime" çıkışında bulunması şaşırtıcı olmayacaktır. 

Seçim sonrası parlamenter sisteme geçme söz konusu olursa bu nasıl gerçekleşecek? 

CHP cephesinde bunun zamana yayılması ve 2 senelik bir geçiş süresinin olmasını savunanlar var. Bu eğer muhalefet iktidara gelirse 2 sene daha bugünkü sistemle yönetilme manası taşıyor. 

Aldığım bilgiler, İYİ Parti cephesinde bu fikre sıcak bakılmadığı yönünde. Meral Hanımın "eşeği sağlam kazığa bağlama" kararlılığında olduğunu belirtebilirim. Yani seçimden önce herşey açık ve net olarak belirleneek ve parlamenter sisteme dönüş çalışmaları uzatılmayacak. Tüm yetkiler seçilecek Başkan'a bırakılmayacak, Millet İttifakı olarak seçim kazanıldığı takdirde Başkan'ın yardımcısı (Bu isim İYİ Partili olacak güçlü olasılık) Başbakan yetkisi neyse onlara sahip kılınacak. 

Bu plan, "nasıl ki Erdoğan fiili durum yarattı ve yasal prosedür ona uyduruldu, Millet İttifakı'nın iktidarında da tersi bir fiili durum yaratılacak ve yasal çerçeve ardından gelecek" şeklinde de özetlenebilir.

Seçim öncesi rakipleri bölme, parçalama, zorda bırakma faaliyetleri de yaşanacak muhakkak. İstifalar filan olabilecek. Eee çamurlar da atılacak...

Onlara da girersem çok uzatmış olurum.

Şimdilik sevgiyle kalın...