Kalleşler azıttı. 9 şehit verdik. Ocaklara ateş düştü. Analar ağladı, Türkiye ağladı. Karda, fırtınada, dağda, bayırda bu vatanın selameti için koşturan, can veren tüm evlatlarımıza minnet borçluyuz. 

2016 yılında Bingöl'de terör örgütü PKK mensuplarına yönelik operasyonda şehit olan Piyade Uzman Çavuş Kerim Üye'nin annesi Fatma Üye, 'Dışarıdan kimse kimseyi bilmiyor oğlum. Bacan tütüyor ama baca nasıl tütüyor kimsenin haberi yok. Şehit ailelerini ziyaret etsinler. Kapıları kapalı olsa bile zorla açsınlar. O evlerin ziyaret edilmeye ihtiyacı var' dedi.

2007 yılında şehit düşen oğlu Hakan Esmer’in mezarını ziyaret eden şehit annesi Nurcan Esmer, "“Oğlumu şehit verdiğimde 40 yaşındaydım. Şehit olalı 17 sene oluyor. Her bayram geliyorum tabi bizim için bayram buruk geçiyor. Ama şehit annesi olmaktan mutluyum. Çok gururluyum. Allah herkese nasip etmez şehit anneliğini. Çok gururluyum şehit annesi olmaktan. Bize bayram gelmiyor, alışmak çok zor. Ağlıyoruz her bayram. Buraya geldim şimdi de çok ağladım. Evlat yani canımızın içi. Allah herkese de nasip etmez, bize nasip etmiş” dedi.

 Ağrı'nın Doğubayazıt ilçesinde terör örgütü mensuplarıyla çıkan çatışmada şehit olan Piyade Uzman Çavuş Ceyhun Arslantürk'ün annesi Gülsüm Arslantürk, "Oğluma söz verdim ağlamayacağım, kahraman evladım, şehit olmadan önce beni aramıştı, ağlamayacağıma dair söz verdim" demişti.

Şehit Muhammed Öztürk’ün annesi Semra Öztürk, “Oğlum ben şimdi sana ne diyeyim, ben sana doyamadım. Gönderdiğimiz çamaşırları sırtına giyemedin oğlum. Oğlum sen benden ne istediysen ben sana gönderdim. Sana gönderdiğim ekmekleri yiyemedin oğlum, sana gönderdiğim çikolataları yiyemedin oğlum” demişti.

Afrin'de şehit düşen Sergen Pamukçu'nun annesi Seliz Pamukçu şunları anlatmıştı:

"Oğlum bana 'yarın sana komutanlarım gelirse sakın ağlayıp üzülme, başını dik tut şehitler ölmez' dedi. Benim küçük oğlum Afrin’de şehit oldu. Benim oğlum askere isteyerek ve severek gitti, vatanseverdi. Beni şehit olmadan 1 gün önce aradı ve Afrin’e iyi ki gittiğini söyledi. Şehit olmadan 1 gün önce oğlumla konuştum. Oğlum bana, ‘Yarın sana üst komutanlarım gelirse sakın ağlayıp üzülme. Siz rahat edin diye buralardayız. Teröristler öyle bir mağaralar yapmış ki hepsini keşfettik bizi görünce kaçıyorlar. Biz oldukça sakın korkmayın. Yarın sana şehit haberimi verirlerse sakın üzülme, başını dik tut, şehitler ölmez’ dedi. Oğlum telefonda, ‘Adımı dağlara yazdırıp, tarihe geçeceğim. Tüm Türkiye’nin askerini ben kurtaracağım, senin evine gelmeyen kalmayacak’ dedi. Ertesi gün komutanlar geldi, çok şaşırdım. Ağlayarak ‘niye geldiniz’ dedim. Komutanımız, ‘biz böyle bir kahraman, böyle bir şehit görmedik. Kahramanımız şehit oldu’ dedi ve elimi öptü. Üzüldüm ama oğlum bana ağlama demişti, dayanamadım. Gece çok çatışma olmuş. Orada ilk benim oğlum teröristleri görmüş ve ateş açmış. O çatışmada benim oğlum sabaha karşı, sabah ezanında vurulmuş. Bayağı bir mücadele etmiş ve helikoptere kaldırılmış. Orada bütün komutanlarının sorularına bilinçli bir şekilde cevap vermesine rağmen şehit düşmüş. Şehit düşmeden önce komutanlarına, ‘Anneme, aileme sahip çıkın’ demiş ve Kelime-i Şehadet getirerek vefat etmiş.

ÖLEN TÜRK SEFA SÜRENLER KİM?

Merhum İş adamı Vehbi Koç bir röportajında şöyle diyordu:

"Türk evlatları vatan savunması için o cepheden bu cepheye koşup, şehit olup kolunu bacağını kaybededursun, askerlik vazifesi olmayan gayrimüslimler cepheden cepheye koşan Türk erkeklerinin boşluğunu doldurdular, devletin ticaretini ele geçirip kontrol ettiler. Rumlar Osmanlı bayrağı astıkları ticaret gemileriyle açık denizlerde huzur/güven içinde ticaret yapıp zenginleştiler. Keza Ermeniler, ülkenin en iyi sarrafları/kuyumcuları olup mücevher piyasasını ele geçirdiler, ülkenin en varlıklı mimarları haline geldiler. Böylece, değil Osmanlı tüm dunyaya nam saldılar."

Ermeni tarihçilerden biri, "Ermeniler, Osmanlıya isyan ederek kendi ayaklarına sıktılar. O zaman hem Osmanlının böylece de tüm dünyanın en zengin tüccarları arasında idiler, şimdi fakirlik içindeler" demişti.

Mahmut Esat Bozkurt, "Bu memleketi Türkler korurdu, bu memleket için Türkler ölürdü ama memleketin nîmetlerinden Türk olmayanlar istifâde ederdi" demişti.

Bir vatandaşın yorumu:

"Bir ülke de zihniyet hiç mi değişmez?  Değişmiyor...Bugün gelinen noktada kendi ülkemizde, kendi memleketimizde arsa alamıyoruz. Yabancılar Türk vatandaşlığına geçmek için ülkede çıldırmış gibi arsa/ emlak aldıklarından, işin içine rant giriyor fiyatlar yükseliyor. Onların verdiği fahiş fiyatları biz veremediğimiz için gönlümüze göre olan bir yerden mülk sahibi olamıyoruz . Adamlar dağı taşı satın alıyor...! Bir ülkede zihniyet hiç mi değişmez?"

Bu memleketi korumak için ölen Türkler, bu ülkenin yönetimini de ele aldığında, nimetlerinden faydalandığında ancak adam oluruz.

Aziz şehitlerimiz nur içinde yatın. Minnettarız...