Hitler Avusturya doğumluydu. 1925'ten 1932'ye kadar vatansızdı. Yani haymatlos. Berlin'de bulunan Brunswick temsilciliğine atandı ve devlet memuru oldu. Sonra da Alman vatandaşı... İşçi Partisi’ni lideri olduktan sonra hem Almanya hem da dünyanın başının belasıydı. Kendine Führer diye bir makam da oluşturdu.

Ve 1939'da Polonya’ya saldırarak 2. Dünya Savaşı'nı başlattı. Savaş boyunca çok sayıda Yahudi’yi katletti. 1945’e gelindiğinde savaşı kaybetti. Bunun üzerine intihar ederek yaşamına son verdi. Cesedi de isteği üzerine yakıldı. Kaybeden Almanya oldu. Ülke yerle birdi savaş bittiğinde.

Benyamin Netenyahu İsrail kurulduktan sonra doğdu ve bu anlamda Başbakan olan ilk isim. Türkiye’de AKP’nin iktidara geldiği 2002’de Netenyahu’da İşçi Partisi’nin Dışişleri Bakanı yapıldı. 2005’de Likud’un Genel başkanı seçildi. 2006’daki ilk seçiminde Likud 3. Parti olabildi. Netanyahu, Donald Trump'ı JCPOA'dan (İran’la imzalanan nükleer anlaşma) tek taraflı olarak çekilmeye teşvik eden isimdi. Trump da Siyonizme epey hizmeti olan bir Başkan’dı. Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak o Trump tanımıştı. Trump, ABD için de dünya için de hayırlı bir figür değildi. Ne de olsa zenginin menfaati önemliydi…

‘Tarih tekrardan ibarettir’ denir. Günümüzde yaşananlara baktığımızda geçerli bir tespit olduğu görülüyor. 2. Dünya Savaşı’nda Hitler’le dünyayı yakan savaş baronları şimdi de Netenyahu ile aynı numarayı çekiyor. Yahudilerin önemli bir kısmının karşı olmasına rağmen Netenyahu tüm barbarlığı ile dünyayı kaosa sürüklüyor.

Halbu ki, efendileri, Yunanlıları ‘Megali İdea’ (Bizansı yeniden diriltme) saçmalığı ile nasıl kandırıp kendi emelleri için mahvettiyse, İsrail’i de Büyük İsrail’le kandırıyorlar. Filmin sonunda ağır bedel ödemek zorunda kalacaklarını öngöremiyorlar. Aslında basiretli davrananlar muhakkak mevcut. Lakin çeşitli ülkelerde iktidarları ele geçirip kendi piyonlarını (sırtlanlar, hırsızlar, kahpeler) yerleştirdikleri için şimdilik bunların önüne geçilemiyor. Bir ara AKP'lileri de Yeniden Osmanlı diye kandırdıklarını da unutmayalım.

***

Büyükelçilikler ülkelerin toprağıdır. Oraya saldırı o ülkeye saldırıdır. İsrail dinlemedi vurdu. İran’ın içinde suikast yaptı. Önemli komutanlarını öldürdü. Bunlar savaş nedeni eylemler. İran, karizması çizilince tuttu İsrail’e füze attı. Şimdi İsrail ‘İran bize saldırdı’ diyor. İyi de senin yemediğin halt kalmadı ki…

“İran iki kez topraklarımıza ve şehirlerimize yüzlerce füze fırlatarak tarihin en büyük balistik füze saldırılarından birini gerçekleştirdi. Dünyada hiçbir ülke kendi şehirlerine ve vatandaşlarına yönelik böyle bir saldırıya izin vermez, bu İsrail devlet için de geçerli. İsrail'in kendisini savunma ve bu saldırılara karşılık verme sorumluluğu ve hakkı var ve bunu yapacağız” diyen Netenyahu sen bu dediklerini başka ülkelere karşı yaparken aklın nerdeydi?

İran’da Molla Rejimi, dış müdahale olmadan değişebilse bence fena olmaz. Bu çağda Afganistan’daki Taliban, S. Arabistan’daki Krallık Rejimi gibi yönetimlerin demokrasiye evrilmesi insan olan herkesin temennisi olabilir.

Bu çağda savaşların hayır getireceği ülke de yok. Hele belli bir tarihe, geçmişe sahip, güç sahibi ülkeleri fazla dürtmemek lazım. Nükleer silah gibi bir dehşet bütün insanlığın başında demoklesin kılıcı gibi sallanıyor. Gözü dönmüş yada canı yanmış ülke liderleri bir elemanlarının sırtına seyyar bir nükleer bomba takıp istediği ülkede katliam yaptırabilir. Nasıl bir dehşet döngüsünün içinde olduğumuzu sanırım anlamışsınızdır.

Dünyanın söz sahibi ve sağduyulu liderleri ateş bacayı sarmadan yangını söndürmek zorundadır. Macron’un İsrail’e silah tedariği yapmama açıklaması önemlidir. Netenyahu bomba bulamayınca katliamlarını sürdüremez.

Türkiye’de bu aralar beka sorunu alevlendiriliyor. Emperyalizm bizi de boş geçmediği için bugün bu açmazın içine düşürüldük. Türkiye’de olmaması gereken çok şey gerçekleşti. Sebep olanlar da AKP’lilerdi…

Sorunlar onları başınıza bela edenlerle çözülür mü?

Varın bunun cevabını siz verin…