Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım dün buluştu, uzun süredir beklenen kabine değişikliğini hayata geçirildi.

Başlamadan önce kendi hakkımızı teslim edelim. Bakanlar Kurulu için son kulisi Kozmiktürk yazdı. Salı günkü kulis haberin başlığı, “Eli kulağında, Bugün yarın” dı. Çarşamba gün ortasında değişiklik gerçekleşti. Türk medyasında Kozmiktürk’ten başka da yazan olmadı.

Yine Meclis Başkanı İsmail Kahraman’ın Dolmabahçe Sarayı’nın tavanındaki tarihi süslemelere heveslenerek Başkanlık katında çalışma başlattığını Kozmiktürk’ten okudunuz. Başkan çalışmalar nedeniyle mesaisine eskiden Orman Bakanlığı olan taş binada devam edecek.

Bir başka önemli haberimiz “Bir şehidin hikayesi…” başlığını taşıyordu. Necmettin Öğretmen’in hayat hikayesine göz gezdirmiştik.

Hal böyle olunca biraz hava atmayı unutmayalım istedim…

Gelelim Bakanlar Kurulu’na…

Etkilenmemiş gibiydi

Kabine açıklandıktan kısa süre sonra Meclis’e gittim. Muhalefet kulisi boştu. İktidar kulisi ise hareketliydi, bu hal bahçeye de taşmıştı. Önce Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak’a rastladım. “Hayırlı olsun” dedim, başarılar diledim. Bak, Tayyip Bey’e yakın biri, aynı zamanda Rizeli. Trafik kazası geçirdiğinde Erdoğan'ın yanında olan biri. Rize bu durumdan memnun. Devlet Başkanları vardı, şimdi bakanları da oldu. Bakanlık haberini Meclis Genel Kurulu'nda bir arkadaşının aramasıyla öğrendiğini söyledi. Spora yabancı olmadığını yaptığı bazı görevleri anlatarak vurguladı. Bak’da havalara girme gibi bir hal görmedim. Milletvekilliği duruşu nasılsa, haberi aldıktan sonra da aynıydı.

Erdoğan’la mı konuştu?

Bölge dengeleri ekseninde kabineye giren Bursa Milletvekili Hakan Çavuşoğlu yeni bakanlar arasında en heyecanlı olandı. İktidar kulisinin girişinde karşılaştık, “Hayırlı olsun, başarılar dilerim” diyerek elini sıktım. Mutlu bir ifadeyle teşekkür etti. Belli etmemeye çalışmasına karşın bu durum hissediliyordu. Tebrikleri kabul etti. Kuliste arkadaşlarıyla oturdu. Bir ara gelen telefon onu telaşa soktu. Arkadaşlarından ayrıldı, kuliste turlayarak telefon görüşmesini gerçekleştirdi. Bu sırada ceketinin üç düğmesi de kapalıydı. Ben herhalde “Tayyip Bey aradı” diye yorumladım. Çocukluğu ve gençliği Yunanistan’da geçen Çavuşoğlu ile Bursa’da yeni bir heyecan yakalama hedeflenmiş olabilir.

Muhafız gibilerdi

Hem Çavuşoğlu hem de Bak’ın ortak özellikleri; Genel Kurul’da muhalefet temsilcileri konuşurken bol bol laf atmalarıydı. Bu nedenle Meclis’te herkesin dilindeydiler. Hatta Çavuşoğlu CHP’lileri öyle kızdırmıştı ki bir ara kürsüye çıktığında neredeyse tüm CHP grubu ondan intikam alırcasına laf atma yarışına girmiş ve konuşturmamıştı.

Çiçeği burnunda iki bakanın bir başka özelliği de Tayyip Bey’in aleyhinde konuşanlara dönük saldırılarıydı. Tayyip Bey’e laf söyletmezler, söyleyene de hemen karşılık veririlerdi. Şimdi onların yerini kim alacak merakının başladığını da belirtmeliyim.

Televizyondan öğrendi Cumhurbaşkanı’nı aradı

Ve yeni atanan isimlerin en popüleri Ahmet Eşref Fakıbaba…

Yıllardır gözlem yaparım, tecrübeli sayılırım. “En isabetli seçim Fakıbaba olmuş” yorumunu rahatlıkla yapabilirim. Kulislere gelirken yanında ordu vardı sanki. Milletvekillerinin kendi aralarında yaptıkları sohbetlerde de Fakıbaba’dan övgüyle söz ettiklerine şahit oldum. Tebrik eden Ak Partili Milletvekillerine “Hep birlikte başaracağız” dedi. Mütevaziliği dikkat çekti. Şanlıurfalılar ise iki kez sevindi. Çünkü hem Tarım Bakanlığını kaptırmadılar, hem de öz be öz Şanlıurfalı bir ismin bu göreve gelmesine tanıklık ettiler. Ona da “Hayırlı olsun, başarılar” diledim. Etrafı çevriliydi. Devletin Ajansı’nın muhabirleri geldi yanımıza. Demeç almak için ses kayıt cihazlarını uzattılar. Fakıbaba, haberi televizyondan izlerken almış. Şaşırmış sonra yükünün ağırlığını düşünmüş; “İnşallah mahcup olmam. Layıkıyla görev yaparım” demiş. Bize de, “Önemli olan bakan olmak değil, bakanlığın yükünün altından kalkabilmek” dedi.

Kendisine ilk tebriği kimden aldığını sordum. Haberi dinledikten sonra hemen telefonu alıp Tayyip Bey’i aramış. Teşekkür etmiş, güvenini boşa çıkarmayacağını belirtmiş. Aralarında bu minvalde sohbet gerçekleşmiş. Yani Fakıbaba tebrikten önce teşekkür için Erdoğan’ı aramış.

“Ardından aileden kimse aramadı mı?” diye ekledim. “Şu saate kadar henüz görüşmedim” yanıtını verdi. “Ekip, çok çalışma vurgusu” dikkat çekiciydi. Onun rutin günlük çalışma saatinin 20 saat olduğunu söylersem açıklayıcı olur sanırım. Şanlıurfa’da iki dönem Belediye Başkanlığı’nı nasıl kazandığını da izah edecek bir durum aynı zamanda. Askerliğini Şanlıurfa 20. Zırhlı Tugay’da yapan ben deniz oraya yabancı sayılmam. Fakıbaba’yı uzun yazmamın bir nedeni de bu olabilir.

Uslu vekil, eski danışmanı Bakan

Ve Jülide Sarıeroğlu…

İsmine de kendine de yabancı olduğumu söylemeliyim. Bakan olduğunu öğrendikten sonra biraz soruşturdum. Meğerse daha önce Hak-İş’de Salim Uslu’nun danışmanlığını yapıyormuş. Uslu milletvekili danışmanı da milletvekili. Ama şimdi iş değişti. Eski Hak –İş Başkanı Uslu vekil olarak kalırken, danışmanlığını yapan Sarıeroğlu bakan yapıldı. Kuliste gördüğüm Uslu’nun keyifsiz hali bu durumdan kaynaklanabilir.

İmren Aykut’un kulakları çınlasın. Yıllar sonra onun bakanlığına bir kadın geldi. Atanma haberinden sonra twitleri ortaya çıktı. FETÖ eleştirisi yapıldı. Sarıeroğlu bunlara bir açıklamayla yanıt verdi. “Medya takip ekibimizde yer alan arkadaşlarımızın ortak kullandığı bu hesap, sadece Başkanımızın göreceği şekilde haberleri aktardığımız bir iletişim aracı işlevine sahipti” cümlesinin altını çizmeliyim.

Sarıeroğlu belki de Ak Parti grubunda bakanlığına asgari destek verilen kişiydi. Bir şaşkınlık söz konusuydu. Diyalog problemi olduğunu da teşhis ettim. İşi zor gözüküyor.

Nabi Avcı'nın kabine dışında kalması ise TBMM Başkanı olacağı iddialarını güçlendiren bir gelişme olarak not edildi. Ahmet Demircan ve Abdulhamit Gül'e rastlayamadım, kusura bakmayın.

Bu yoğunluk sırasında Batman Milletvekili Ataullah Hamidi’yle karşılaştık. Çay-sigara molası diye bahçeye yürüdük. Şamil Tayyar’la birlikte 5 Gaziantep Milletvekili aynı masadaydı. Pek neşeli halleri de yoktu. Ataullah Bey tam sigarayı çıkaracakken Ak Parti Milletvekillerinin korkulu rüyası Ramazan can’ın sesi duyuldu: “Evet Sayın Milletvekilleri yoklama…” diye. Vekiller koşar adım Genel Kurul’a yönelirken ben molaya devam ettim…

Sevgiyle kalın...