FED VE SEC (ABD- BORSA VE GÜVENLİK KOMİSYONU) ve TRADE PROGRAMLARI
Öncelikle biraz ağır bir finansal konuyu anlatacağım sizlere. Çünkü bana uluslararası finans danışmanlığında en çok sorulan sorulardan biri bu. Ve maalesef üzerinde çok spekülasyonlar yapılıyor. Forex de ki trader yani bir nevi dealer ile karıştırmayın yada basit ticaret anlamındaki trade değil bu anlatacaklarım. İngilizce kelimeleri de tam anlamıyla çeviri zor olduğu için olduğu gibi bırakmayı tercih ettim. Trade diye programlar var. Yani belirli bankalar aracılığı ile yatırımlardan para kazanma. Bu arada programlarla ilgili, SEC ve FED’ in sayfalarında günlerce araştırma yaptım. FED’in ana sayfasında Primary Dealers bölümüne girerseniz oradaki kurumları görürsünüz. Bu (Keith diye yaşlı bir İngilizi bizzat tanıyorum) aracılar, FED üzerinden Amerikan hazinesinin bütün tahvillerini dünya genelinde satma yetkisine sahipler ve lisans verilmiş. Aralarında 8 tane Avrupa Bankası, 2 tane Japon Bankası var. Diğerleri Amerikan. Buradaki kurumlar bankaların subsidiary yani yan kurumları. Örneğin, Credit Suisse direkt giremiyor. Listedeki Credit Unities Ltd. veya İnvestment Banking New York üzerinden alış yapabiliyor. Bankalar bu tahvilleri envanterlerine alıp kendileri bile bono (issue) alabiliyorlar. Amerikan hazine tahvillerinin amacı yıllık bütçe açığını karşılamak. Trilyonlarca dolarlık bir pazar. Bu tarz bono yayınlama ve satma işlemleri çok karmaşık ve bir yığın düzenlemeleri olan bir iş. Öyle kolay değil. Bu broker kurumlar, bankalar v.s kendi paraları ile bu tahvilleri alamadıkları için bono ve MTN’ lerin ilk çıkış hakkı para sahiplerinin paraları ile oluyor. Onun için ona primary market deniliyor ve over-counter usülü satış yapılıyor. Proje sahiplerinin paralarına karşılık bu banking platformu, trading bankta credit hattı açarak ilk MTN çıkışı delivery versus payment şeklinde oluyor. Yani önce parayı öde sonra kağıdı al. İşte emekli sandığı fonları, insurance firmaları, hedge fonlar, alt kategori bankalar vs de BIS in kanunlarına göre alımı şöyle yapıyorlar: önce kağıdı gönder, ben de ödemeyi yapayım. İşte o noktada sizlerin paraları kendi hesabınızda tutulup, platform ile anlaşma yaparak trading yetkisi veriyorsunuz. O yetki belgeleri anlaşmalar vs, platformun açtığı kredit hattının altına liste olarak ekleniyor, yani compensating offset bir mirror (ayna) etkisi gibi depozite edilerek hat aktive hale geliyor. Buradan da önce trade alım satım anlaşmaları yapılıyor. Kredi hattı aktif hale geçiyor. Bono veya MTN’ nin henüz CUSİP VEYA ISIN numarası olmuyor. Settlement yapılacağı günden 1 gün önce ISIN numarası alınıp platformun trading bankasına aktarılıyor ve platformun ismi title (ŞİRKET ADI) olarak bonoya geçiyor. Hemen birkaç dakika içinde bu bono veya MTN Eeuroclear da ki platform hesabına aktarılıyor. Alıcının da Euroclear hesabı olduğu için alıcı da parasını Euroclearda hazır tutuyor. Euroclear bankalara hem kağıda hem de para elinde olduğu için karşılıklı olarak dağıtıyor. Bu alıcı kurumlar trade işlemi yapılırken yani alım&satım işlemleri imzalandığında alım yapamıyor. Çünkü ISIN veya CUSIP numarası yok. Olmadığı için de güvenlik kodları olmayan bono veya MTN lere investment yapmaları yasak. Bu güvenlik kodlarının alınması için bir ön satış olması gerekiyor. İşte o ön satış müşterilerin paralarına karşılık trading bankta açılan kredi hattından yapılıyor. Yani müşteri paraları bir investment değil bir katalizör. Yani alım satımda köprü ödevi görüyor. İşin içinde hep FED ve BİS kuralları olduğu için bu tür işlemlerde para kaybı ve dolandırıcılık riski sıfır. Platformdaki broker, dealer veya trader kurumlar bile Fed, Sec ve Finra ve Finma lisanslı. Onun için de sistem çökmüyor ve çökmez...
Fed’in ve SEC’in İsviçredeki finansmanın resmi sayfalarından hep bu broker dealer tanımlamalarını inceledim. Primary Dealer olabilmek için minimum 50 m USD paran olması lazım. Banka alt kurumlarının ise minimum 1 milyar dolar depositleri olması lazım. Bir yığın karmaşık tanımlamalar ve farklı farklı lisans türleri var. Örneğin FED’ in seri 6 veya 7 türünde lisans verdiği kişiler, financial advisor başlığı altında bu trade platformlarındaki trader veya asset management firmalarına danışman olarak katılabiliyor ve bunlar büyük paraları olan kişiler ve bütün dünyaya bu alım satımı bunlar banka alt kurumları ile organize ediyor. Asset management firmasının rolü ise, bizlerin paralarını hesabımızda deposite ettirmek, program anlaşmalarını yapmak ve paraların geçmişini araştırmak ve trading desklerden yararlandırmak. Nokta alıcıları ve alım satım organizasyonunu ise cutting house da denilen primary dealer yani bankaların alt kurumları ile bu traderlar organize ediyor ve pazarlamalarını traderin alıcı listesine göre road show denilen pazarlama işlemelerinde yapıyorlar.
Şimdi gelelim pratikdeki işleyişe;
Proje sahibinin en az 10 Milyon USD veya Euro Bank Instrument'i (Bank Instruments= nakit, banka garantisi (full cash back), CD (Cash of Deposit), Credit Line ve SKR olması lazım.
Programa girilmesi için proje sahibinin kendi Bankasının SWIFT sistemine uygun şekilde MT 760, 103, 799 ve 999 kodları ile işlemler yapabiliyor olması lazım. Çünkü işlemler proje sahibinin bankası ile Trader'in bankası arasında oluyor.
Proje miktarının büyüklüğü önemli değil. Ama en az 10 M USD ya da Avrupa Euro bölgesi bankalarında bloke edilmiş cash paraları, BG (Full Cash), CD (Cash of deposit) veya SKR veya Credit Line’s olması lazım. Yani 10 milyonluk bir proje için de en az 10 M banka instrument lazım. 100 milyonluk bir proje için de. Sebep ise en az 10 milyonluk bank instrument, proje sahibine verilen parayı kurtarabiliyor ve üzerine de işletmeciye ve aracılara da kar marjları bırakabiliyor. Bu bank instrumentlerin süresi 5 yıla kadar olmalıdır. Yani 5 yıl boyunca örneğin cash parayı kendi bankasında bloke ettirdi diyelim bu süre zarfında hiç kullanmayacak anlamına geliyor.
Alınan kredi, proje sahibinin olacak ve geriye ödemeyecek. Ayrıca faiz ödemesi de yok....Yani hibe olacak..
Parayi çıkaracak Trader proje sahibi ile temasa geçer. Ve projenin detaylarını inceleyip projenin yerini görür.
Projeler gerçek, inşaa edilip faaliyete geçecek projeler olması gerekir. Projenin fizibilite çalışmasındaki figürler gerçek değerler olacak ve hiçbir şekilde şişirilmeyecek.
Trader, proje sahibi ile anlaştığı takdirde, gerekli dokumanları kendisine iletecek. Doldurulacak dökumanların hard copy leri proje sahibinin bankası tarafından tradera iletilecek.
Trader'in calıştığı bankada proje sahibi için banka hesabı açılır.
Gelen krediden 1% ve 3% arası masraflar bir kereliğe mahsus olmak üzere kesilir. Trader ayrıca bir komisyon istemez.
Bütün işlemler yasal ve bankalararası olacak. Kontratlar yasal bazlarda imzalanacak...
Trader in kullanacağı , proje sahibi tarafindan sağlanan Bank instrument, trader tarafindan Europe, UK ve US bankalalarında ticarete yani alım satım işlemlerine girecek. Bank instrument böylelikle verilen krediyi amorti edecek ve tradera yüksek karda paralar kazandıracak. Banka ınstrument büyüyerek, sonunda UK ve US pension (emeklilik fonlarında) sona erer..
Bu programlara, ancak davetiye ile girilebiliyor. Yani, her iki tarafında , özellikle para sahiplerinin paranın temiz olduğunu ispatlaması gerekiyor.
Bu programlardan altı ayda yüzde yirmi veya daha riskli olanlardan en çok 10 ayda net yüzde seksen karlar da sözkonusu.
Sonuç olarak, bizim elektronik veya bilişim adına bankacılıkta çok ilerlediğimiz doğrudur. Ama türev piyasalar konusunda çok geri kaldık. Klasik bankacılık faaliyetleri ile kendimizi kandırıyoruz. Devlet tahvil ve bonosu alıp reel faizler üzerinden net karlar veya bankacılık dışı işlemlerden medet umuyoruz. Halbuki “carry trade”lerde olduğu gibi bazı sanayiciler bir araya gelip on milyon dolarlık fon oluştursa elde edecekleri karların boyutları ortada. Bir de bunun yüz milyonlar, milyar dolarlar düzeyinde olduğunu düşünün. İşte size reel sektörü fonlamanın en basit yollarından biri.. Umarım uygulayan çıkar.