SİYONİZM VE İSRAİL’İN BÜYÜK YALANLARI
Bir ülkeyi dünyanın en büyük yalanları ile kurup sonra da 20-30-40 yıl vadeli planlarla genişleten ve hala da genişletmeye devam eden dünyanın en organize ve büyük terör örgütü siyonizmden bahsetmek istiyorum. Değiştirilen Tevrat konusunu daha önce yazmıştım. Tevrat’a dayalı olarak vaat edilmiş topraklar ve seçilmiş halk yalanını okullarda okutup, gaddarlıklarına bahane bulan ve böylece militan yetiştiren terör devleti İsrail’i bu belalardan kurtarmadan dünya barışı gelmez. Evet özellikle İsrail halkını Siyonizmden kurtarmamız gerek. PKK’nın dahi arkasında Siyonistler ve Evangelist Hristiyanlar vardır. Sorun işte bu kadar büyüktür.
Yahudiler fazlasıyla asimile olmuş bir halktır aslında. Sami milletindendir. M.Ö 3500 yıllarında G.Yemen’den, bugünkü topraklara gelmişlerdir ve Filistinliler ile kuzenlerdir. Tevrat’ da yazan soyağaçları uydurmadır. Her zaman ve gittikleri her yerde zulüm uygulamışlar ve parasal konulara yoğunlaşmışlardır. Hz. İsa bile 3 yıllık vaizlik süresinde aslında hahamların Tevrat’a aykırı yaptıklarını sorgulamış ve onları suçlamış. Musevileri değiştirilen Tevrat konusunda uyarmıştır. Düşünün, sadece hahamların okumasına izin verilen bir Tevrat’dan bahsediyoruz. Yahudilerin kendi aralarında faiz yasak ama Yahudi olmayan birine faizle para vermek yasak değil. Tanrı Yahudi devletinin genişlemesi için çoluk çocuk demeden herkesi öldürün diyecek. Niye çünkü onlar seçilmiş halk. Tamamen sömürgeci zihniyetin mensuplarının mantığı ile eklenen bölümler. Yada pek çok resmi ve dini işi yapan hahamların bu işlerden para almaları yasal. Başkalarının bu işleri yapmaları ise yasak. Bir anlamda, Yahudi düşmanlığını sadece Hristiyanlığa özgü sanırsınız ama değildir. Gittikleri yerlerde, kendi aralarında bir klan gibi davranan ve başka halkları toplulukları güya kendilerini üstün gördükleri için aşağılayan Yahudiler görürüz. Bu durumda haliyle hep tepki yaratmıştır. Gerçi o kadar çok Musevi mezhebi var ki. Hangisini ciddiye alacaksın. Kaynak yani Tevrat bir kere bozulmuş..Ehhh..
Gelelim siyonizme; siyasi bir doktrindir. Yahudilikten değil, 19. yy. Avrupa milliyetçiliğinden doğmuş aşırı ırkçı bir anlayıştır. İşgalci ve genişlemeci bir yapıdır. Maneviyatçı ve mülayim bir Yahudilik yerine siyasi ve militarist bir düşünceye sahiptir. En önemlisi de değiştirilen Tevrat’ın içindeki yalanlara, ırkçılığa, vahşete ve sapkınlıklara (örnek Tekvin, Yaratılış, 15-18 ve Sayılar, 31/17-18) dayanır. Dediğim gibi daha önce değiştirilen kısımları, hangi tarihi dönemlerde eklemeler, çıkarmalar yapıldı, hepsini yazdım. Bu yazının konusu onlar değil. Sadece şunu bilin; 10 Kasım 1975’de, bütün üyelerin hazır bulunduğu oturumda, BM, siyonizmin bir ırkçılık ve ırk ayrımcılığı şekli olduğunu kabul etmiştir. Daha sonra ABD, çok büyük baskılarla 1991’de bu kararı kaldırtmıştır.
Nazilerin meşhur Yahudi düşmanlığına gelelim. İlk olarak ne tuhaf değil mi Alman Siyonistler büyük bir akılcılıkla, 1933 den, 1941’ e kadar Hitler ile uzlaşmalı ve hatta işbirlikçi bir politika yürütmüşlerdir. Çünkü bir Yahudi devleti kurmak istiyorlardı. Nazilerin Yahudi düşmanlığını fırsata çevirmeyi iyi bildiler. Mesela, 1938 de, 31 ülkeden temsilcinin katıldığı Evian Konferansı’nda, Siyonist heyet, 200 bin Yahudinin Filistin’e kabulü için İngiltere’yi ikna etmeye çalıştı. Tabi ki, Almanyadaki Yahudi kamplarında olanlardan. Önde gelen Nazi teorisyenlerinden Alfred Rosenberg, Alman Yahudilerinin her yıl bir kısmını Filistin’e göndermek için Siyonizm ciddiyetle desteklemelidir dahi demiştir. Neticede ari ırk yaratmak için Alman olmayanların dışındakileri istemeyen naziler ile Yahudi olmayanlara değer vermeyen ve Yahudi ırkının saflığını korumak için Yahudiler harici evlenmeyi istemeyen Siyonist ırkçılık da hemen hemen aynıdır. Hatta, 1938’ e kadar Alman Siyonist teşkilatı, Almanya içi faaliyetlerini sürdürmüş ve Jüdische Runduschau adlı Siyonist yayın organları da basıma devam etmiştir. Faşist Lider Mussolini ise, 26 Ekim 1927’de nazizme karşı direnişi reddeden Dünya Siyonist Teşkilatı Başkanı Hanum Goldman’a; “o Siyonist devleti kurmanızda size yardım edeceğim” demiştir. Kısaca, Siyonizm, Avrupa içindeki Yahudilerin Filistin’e gönderilmesi karşılığında, nazi toplama kamplarına Yahudi intikalini bir mülteci transferi olarak açıklamaktan tutun da, İngiltere’ye karşı nazi Almanyası’nı destekleme hatta ambargo altındaki Alman mallarını, Yahudi şirketleri üzerinden satma olayına kadar her şeyi yapmıştır. Gördüğünüz gibi Anti-Semitik hareketleri dahi Siyonistler kendi lehlerine yani tüm Yahudileri Filistin de toplama amacı için kullanıyorlar. Mesela, Holokost, İsrail tarafından, Filistin’de ve bütün Ortadoğu’da, yaptıkları haksızlıkları ve milletlerarası her türlü hukuku çiğnemelerine bir bahane hatta zulümleri mazur göstermek için kullanılmaktadır. Bu arada, toplamda ölen Yahudi sayısı 6 değil ancak 1.5 milyondur. Ama özellikle Hollywood ve Siyonistlerin sahip oldukları medya bu konuyu sürekli gündemde tutarak ve işleyerek mağdur rolünü oynamaktalar. 29 Kasım 1947’de de Filistin’in taksimi meselesinde o ana kadar toprakların yüzde altısına sahip İsrail’e bir anda yüzde 56 verilmiştir. BM de, ABD’nin yaptığı skandal boyuttaki baskılar ile birlikte ve Holokost kullanılarak. Düşünün, 1 Ağustos 1948 tarihinden itibaren evini terk etmek zorunda kalan her Filistinliyi yok kabul ettiler. Tankla, tüfekle köylere gir, insanları öldür sonra da yok kabul et. Öyle ki, 1949’da, Siyonistler ülkenin yüzde seksenini kontrol ettiler ve 700 bin Filistinliyi de mülteci konumuna soktular. Tüm dünyada sessiz kaldı. Limon Ağacı isimli kült romanı okuyanlar konuyu iyi bilir.
Gelelim hain planlara, Mossad Kontrolündeki, Dünya Siyonist Örgütü tarafından yayınlanan Kivunim isimli bir dergide, “80’li yıllar için İsrail’in Stratejik Planları” adlı bir makale her şeyi açıklar aslında; Öncelikli hedef Mısır’ı parçalamak ve Kuzey Mısır’da bir Kıpti devleti kurmak. Mısır’dan sonra sıra Libya ve Sudan’a gelecek..Lübnan’ı beş eyalete, Irak ve Suriye’yi de etnik ve mezhebi kıstaslar altında üçe bölmek..tabi ilk önce düzenli ordu güçlerini yok etmek. Ürdün’de Golan üzerinde bir Dürzi devleti kurmak…90’lı yıllardan sonra buna hedef ülke İran’ı ve sonraki hedef ülke Türkiye’ yi koyun. Irak, Suriye, İran ve Türkiye de ise kürtleri kullanıyorlar..
Bir devlet düşünün, milli gelirinin yarsından fazlasını askeri harcamalara ayırsın. Kadın erkek sürekli askerlik yapılsın. Tankla, füzeyle, greyder ile helikopter ile istediği an Batı Şeria ve Gazze’ye girsin ve bilgisayar oyunu oynar gibi Filstinlileri katl etsin. Bu arada başka bir bilgi daha: Radikal İslamcı Hamas’ı dahi, İsrail iç istihbarat servisi Sein Beith, 23 ayrı Filistinli sol veya seküler örgütün çatı örgütü konumundaki El-Fetih’in hakimiyetini kırmak ve Filistinlileri bölmek için kurmuş ve geliştirmiştir. Böl, parçala ve yönet. Amaç..Tevrat’daki Çölde Sayım, 34, 1. 2, 4, 5 ve 8. Kısımları gerçekleştirmek. Yahu yok böyle bir şey.. Davut dediğin sömürgeci işgalci bir kral. Ne peygamber ne de başka bir şey. Süleyman desen yine bir işgalci kral ve aynı zamanda evi de olan ufacık bir mabed yapmış. Taa Kenanlılardan beri komşularının topraklarını işgal edip halklarını katleden Yahudiler şimdide bölgedeki Araplara ve Filistinlilere saldırıyorlar. Kaldı ki, Davud çok uluslu bir devlet kurmuştur. Oğlu Süleyman’ın annesi de esasen bir Anadolu yani Hititli bir kadındır. O da devleti genişletmiştir. Sonra da M.Ö 721’de, Asurlular ve 587’de de Babilliler, ülkeyi işgal eder. Hz. Musa’nın yaşadığı dönem de M.Ö 1350 civarı. Kısaca, M.Ö 2500 ile 587 yılları arası, toprak ele geçirme, yenilme, sürgün, geri gelme, devlet kurma, genişleme, sonra tekrar yıkılma ve sürgün yaşamışlar ve daha sonra Roma, Araplar, Osmanlı, İngiliz egemenliğinde kalan topraklardan 1947’e kadar uzak durmuşlar. Şimdi tekrar tarihsel döngünün tekrar etmemesi için uğraşıyorlar. Düşünün Kudüs’te 1171 de sadece 1440 Yahudi yaşıyordu. 1187’de Selahaddin Kudüs’ü geri aldığında Yahudilerin de dönmesine izin vermiştir. Bundan sonra, Endülüs’teki Yahudilerin 15. Yy. daki göçlerinde bile tercih etmedikleri Filistin topraklarında 1845’de 12 bin, 1880 de 25 bin Yahudi vardı. He birde özellikle M.Ö 2500 lü yıllar hatta Hz. Musa dönemi Yahudiler ile onlarca farklı ülkede yaşayan ve çoğu değişik milletden sonradan Yahudileşmiş insanlar arasında da kan bağı kurmanın bir anlamı da yoktur.
Son olarak, ABD’ nin batmayan uçak gemisi, Ortadoğu petrolleri için stratejik ortak, en fazla yardım ettiği ülke, BM ‘de veto hakkı ile koruduğu, hatta silah programlarını daha kendi kullanmadan deneme maksatlı sattığı bir ülkedir İsrail. Tüm dünyayı özellikle de ABD2 yi lobiler ile satın alabilen, yönetebilen, istemediği yönetimleri tasfiye edebilen, ele geçirdiği medyanın tüm unsurlarını kullanarak ve kültürel globalizasyon ile herkesi kendi görüşlerine göre etkileyebilen, Arap dünyasını dahi amaçları uğruna ABD’yi kullanarak bölen bir ülkedir İsrail. 5 Haziran, 1967’de Mısır savaş uçaklarına, Pearl Harbour gibi baskın düzenleyip imha eden, kendilerini batı medeniyetinin Ortadoğu bekçisi olarak gören, dünyadaki tüm Yahudileri, Filistin’e getirip sürekli topraklarını genişletmeye çalışan, Lübnan’ daki, Ürdün’deki Filistin kamplarına dahi saldırlar düzenleyen, Tunus’taki FKÖ karargahını hesap vermeden bombalayabilen, Irak’ı, Libya’yı ve Suriye’yi parçalamış, amacına ulaşmak için Türkiye’yi dahi bölmeyi kafasına koymuş, sürekli devlet terörü uygulayan bir ülkedir İsrail. KISACA SİYONİZM DÜNYA BARIŞI İÇİN YOK EDİLMESİ GEREKEN BİR ŞEYTANDIR.